Her zamansız vedanın
Bir suçlu rıhtımı vardır.
Deniz, dalga belki,
Fırtınaya yalakalık eden
Çok şiddetli Lodos ta esmiş olabilir.
Duygusallığın kol gezdiği
Munzurun kekik kokan dağlarında
Dersim dört dağ içinde, türküsü dudağımda mırıldarken
Bir gece yarısı, tam sigaramı ararken
Baharın sıcak rüzgarıyla gelmiştin bana
Vatan demiştik. !
Baktık ki, bunlar vatana tutunanlarmış
Kulağından kan alınmış "sağır" kuzu moduna girmişler.
Ülkücü demiştik. !
Ülkücülüğü "türkücü" anlamış olmaları muhtemel ki, gidip kırık bir saza tel olmuşlar
Her yeni bir güne başka ağlıyorduk
Güneşi kendi ellerimizle sıvamıştık gök kubbeye,
Gök meclisi göç edince, gölgelere
Kabuk bağlar dediler, yaralarımız
Doyuyorduk bu sözlere, özlem duyarak,
Mavi yüzlerden dökülen pembe sözcüklere,
Yine kapanır demir sürgülü kapılar.
Sıra sıra dizilmiş ranzalar ve ben
Hasret kokan üç beş türkü dilinden
Bir nefeslik hayallerin kollarında
Sana gelmek vardı ...
Geçersem bir gün sevda sokağından
Kapatma perdeni gülümse bana.
Gidiyorsam mahşer-i huzura.
Kar fırtına bahane,peygamber gülüne.
Koşarsan arkamdan,hüzünle bakarsın.
Kem sözlerden uzak kendi yalnızlığını yaşamak isteyen,
Işık ve ses disiplinliğine sonuna kadar uyan bir yürek..
Şiir :
İnsanın duygu selidir. ruhunu okşar ve incitmez. heybesine ne dolmuşsa onu yazar, yazdıkça yazası gelir.
Sen gittin ya
Karlı dağlara sultan olmadan dönme sakın
Ayaz olsan
Buz tutarsın
Güneş olsan, yanarsın
Bel ki, erir
Bir elimde kibrit diğerinde, şamdan
Çekip gitmek vardı. bu yalan dünyadan.
Var say ki bir yeldim,
Esip geçtim yüreğinden
Ya da, bir ölümlü cinayete kurban gittim
sen’den önce,
bazen dertlenir.
bazı zaman ağlardım
öyle hesapsız güldüğümde, pek olmazdı.
bir parça kirli hasır yeterdi.
başımı yere koyunca.öylece uyur kalırdım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!