Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere: 'Belediye kâtibine bir kâğıt götürmüştü, dönerken kasabın çırağına rast geldi.'- M. Ş. Esendal Yazılı sınav kâğıdı. İskambil kâğıdı halk ağzında Kâğıt para.
Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer: 'Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör herifin istifasını kaybetti.'- M. Ş. Esendal
Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere:
'Belediye kâtibine bir kâğıt götürmüştü, dönerken kasabın çırağına rast geldi.'- M. Ş. Esendal
Yazılı sınav kâğıdı.
İskambil kâğıdı
halk ağzında Kâğıt para.
Belge ve doküman:
'... hâkim kararı olmadıkça... kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz.'- Anayasa
Menkul kıymetler borsasında işlem gören tahvil, hisse senedi gibi mali değeri olan senet.
Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak
mecaz Bazı deyimlerde yazı
mecaz yazar anlamında kullanılır
Çeşit, tür.
Yontma işlerinde kullanılan ucu sivri veya keskin araç
Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer:
'Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör herifin istifasını kaybetti.'- M. Ş. Esendal
Yazmak, çizmek gibi işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç:
'Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir.'- F. R. Atay
Ardıl.