Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • erbakan03.10.2004 - 21:22

    arkadaşlar herkezin kendince haklı bulduğu sebebi olabilir
    fakat şu gerçek varki:
    erbakanın kafası siyasete hiçmi hiç çalışmıyor.
    ama erbakan kadar sanayiden ticaretten ekonomiden anlayan yok denecek kadar az parmakla gösterilecek kadar.erbakanın yaptıklarını hiçde yabana atmaya gerek yok.iyi veya kötü...
    ama ben bir İMAMHATİP mezunu olarak bizlere yaptığı şu kötülüğü
    hiç unutacağımı sanmıyorum.
    N.Erbakan: imamhatipler bizim arka bahçemizdir.
    daha sonra olanlar..........................
    yorum sizin saygılarla

  • erbakan01.10.2004 - 13:13

    Erbakan’ın 30 yıldır Avrupa Birliğine bakışını, AB’ye nasıl kökten karşı olduğunu biliyoruz.

    Erbakan’a göre “Avrupa Birliği bir Haçlı kulübüdür. Hristiyan ittifakıdır. Bu Hristiyan ülkeler topluluğunda Türkiye’nin yeri olamaz”.

    Erbakan düne kadar böyle düşünüyordu, şimdi çark etti!

    Şimdi “Milli görüşün büyük lideri” (!) koyu bir AB savunucusu.

    Mangalda kül bırakmadan savunuyor Avrupa Birliğini, AB kriterlerini, bu “Haçlı Kulübünü”. Türkiye’de 30 yıl boyunca “ezandan, Kur’an’dan, cihaddan, camiden, imam–hatipten, Kur’an Kursundan bahseden Erbakan Hoca’ya ne oldu ki şimdi istikametini “Haçlı Kulübüne çevirdi”?

    Yoksa bu Haçlı Kulübü mü “müslümanlara hak verecek?

    Yoksa Avrupa’daki müslümanları bodrum katlarında hoparlörsüz, ezansız, dünyadan kopmuş mescidlere hapseden Batılılar mı verecek müslümanlara yaşama özgürlüğü?

    Bana kızmayın, “Erbakancı okurlarım” Mücahit Erbakan’a kızın.

    İşte size taptaze bir hoca haberi:

    Bir kaç gün önce, Hollanda’nın Alman sınırında bulunan Arnhem şehrindeki bir stadda Milli Görüş Teşkilatı bir toplantı düzenledi. Toplantının onur konuğu Necmettin Erbakan’dı.

    “Mücahit Erbakan! ” sloganlarıyla kürsüye gelen Erbakan Hoca özetle şunları söyledi:

    “Milli Görüş Teşkilatı 30 yıldır Avrupa’da çok başarılı çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaları “Hristiyan alemi” dahi takdir ediyor.

    ...Türkiye’nin milyonlarca dolarını heba eden zihniyetler, halktan toplanan vergilerin borç faizlerine yetmediği bu ekonomiyle şimdi AB’ye girmeyi tartışıyor.

    Türkiye’nin gayr–i safi milli hasılası Avrupa Birliğine girmesine yetmiyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği yolu Milli Görüş’ten geçer”

    Evet Mücahit Erbakan’a göre Türkiye’yi Avrupa Birliğine Milli Görüş yani Erbakan yani Saadet Partisi sokacak!

    Erbakan’a göre Hristiyan Avrupa Milli Görüş’ü takdir ediyor!

    Acaba hangi faaliyetlerinden dolayı takdir ediliyorlar Milli Görüşçüler?

    Milli Görüş’e bağlı camilerin kapısına “Siz hâlâ Alman vatandaşı olmadınız mı? ” diye afişler asıldığı için mi, takdir ediyor Hristiyan Avrupalılar Milli Görüşçüleri?

    Erbakan hoca bugün Türk hukuk sisteminin kendisini mahkum etmesi karşısında hakkını Avrupa insan hakları mahkemesinde arıyor. Ama orası da Erbakan’a hakkını vermedi. Başvurusunu reddetti. Yani “elin gavurları da” hocayı yüzüstü bıraktı.

    Erbakan Hoca bilmiyor mu ki, Avrupalı, müslüman Türk’e Bonn’daki homoseksüellere tanıdığı hakkın onda birini dahi vermez vermeyecek.

    O halde nedir bu AB sevdalığı?

    Nedir bu “30 yıllık Haçlı kulübünü” aklama paklama faaliyetleri.

    Avrupa Birliğinin bir Hristiyan Medeniyet projesi olduğunu bangır bangır bağırıyor AB üyeleri: Bu Hristiyan Medeniyet projesinde “Milli Görüş’ün, Mücahit Erbakan’ın yeri, görevi” ne olabilir ki diye sormadan edemiyoruz.

    Keşke Türkiye’de siyasi partiler kanununda, parti kapatmaya ve insanları siyasetten uzaklaştırmaya dair maddeler olmasa idi ve keşke, Erbakan Hoca Millet önünde sandık önünde cezasını alsa idi.

    “Erbakancı okurlarım” kızmasınlar, Erbakan’ın yasaklı olmasından seviniyor değilim, aksine onun 30 yıldan beri Avrupa Birliğine Haçlı Kulübü deyip şimdi ise bu kulübe girmek için can atmasına çok üzülüyorum.

    Kendi adına ve yıllarca onu destekleyen kitleler adına üzülüyorum.

    Erbakan, siz bu yazıyı okuduğunuz sırada Berlin’de Almanya eski Başbakanı Helmuth Kohl ile bir görüşme yapmış olacak.

    Kohl, “Türkler’in AB’ye girmesine temelden karşı, hatta Türkiye’yi AB için tehlike görüyor.”

    Mücahit Erbakan kendisini Haçlı Kulübüne, Haçlı Kulübünün yöneticilerine, Avrupalı Başbakanlara, Hristiyan alemine sevdirmek için böylesine uğraşacağına kendi yaşadığı coğrafyadaki güçlere karşı aynı metodu benimsese idi daha iyi olmaz mıydı?

    Böyle yapsa idi “Hristiyan alemi bizi takdir ediyor” utançlığıyla övünme noktasına gelir miydi?