dinsizlik bence salt anlamda herhangi bir kutsal güce inanmamak olarak ifade edilebilir..insanların aklına özellikle türkiyede bu müslümanlığın tanrısı allaha inanmamak olarak anlaşılıyor..bence buda cahillikten kaynaklanıyor..tüm dünya dinleri incelendiğinde görülecek ki tanrı yerine tanrılara da rastlanabilir..bu tanrılar insan gibi yaşayan insan gibi ölümlü bir sona sahip tanrılardır..çoğunu yaratma ve hükmetme gücü yok ve ya sınırlıdır..kutsal bir güce inanmamak gerek felsefi anlamda gerek pratik alanda inançla belirlenir..gerçekte ne tanrının varlığı ispata açıktır nede yokluğu.var olup olmadığına inanmak kişinin kendi vicdani meselesidir.gerek materyalist kuramda gerekse metafizk kuramda girişilen tartışmalar bir paradigmada son bulmaktadır..din toplumsal bir ihtiyaçtır ve dinsiz bir toplum yeryüzünde yaşamayamıştır..kominist dönemde denen ateist toplum denemeleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır(bkz.arnavutluk,sscb) dinsizlik kavramıda felsefede owen, hobbes,vb..felsefecilerin ahlak kuramıyla tanrıya ulşıp ulaşılamacağı kuramı ile alınmıştır..bu konuda son noktayı kant koymuş ve tanrının varlığını'mutla iyilik'kuramıyla bitirmiştir..bugün hala tyartışılan bu kuram dediğim gibi deşildkce totolojiye ordan a priori artıklarıyla boğuşmakta kendine yeni pustallar aramaya başlamıştır
dinsizlik bence salt anlamda herhangi bir kutsal güce inanmamak olarak ifade edilebilir..insanların aklına özellikle türkiyede bu müslümanlığın tanrısı allaha inanmamak olarak anlaşılıyor..bence buda cahillikten kaynaklanıyor..tüm dünya dinleri incelendiğinde görülecek ki tanrı yerine tanrılara da rastlanabilir..bu tanrılar insan gibi yaşayan insan gibi ölümlü bir sona sahip tanrılardır..çoğunu yaratma ve hükmetme gücü yok ve ya sınırlıdır..kutsal bir güce inanmamak gerek felsefi anlamda gerek pratik alanda inançla belirlenir..gerçekte ne tanrının varlığı ispata açıktır nede
yokluğu.var olup olmadığına inanmak kişinin kendi vicdani meselesidir.gerek materyalist kuramda gerekse metafizk kuramda girişilen tartışmalar bir paradigmada son bulmaktadır..din toplumsal bir ihtiyaçtır ve dinsiz bir toplum yeryüzünde yaşamayamıştır..kominist dönemde denen ateist toplum denemeleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır(bkz.arnavutluk,sscb) dinsizlik kavramıda felsefede owen, hobbes,vb..felsefecilerin ahlak kuramıyla tanrıya ulşıp ulaşılamacağı kuramı ile alınmıştır..bu konuda son noktayı kant koymuş ve tanrının varlığını'mutla iyilik'kuramıyla bitirmiştir..bugün hala tyartışılan bu kuram dediğim gibi deşildkce totolojiye ordan a priori artıklarıyla boğuşmakta kendine yeni pustallar aramaya başlamıştır