Yer fıstığı, yer fıstığı.
Herkes ister yer fıstığı.
Harman zamanıdır hele,
Yerlere de ser fıstığı…
Hey ağam Antep fıstığı.
Altaylar’dan bir çıktık ki yola,
Bindik atlara, sürdük dört nala,
Durduk, Horasan’da verdik mola,
Şanlı Malazgirt’e çeyrek kala…
Talas’ta tanıdık o Osman’ı,
Bir birlik kuralım, adı “Kızıklar” olsun.
Derdimizi anlamayana yazıklar olsun.
Yıllardır bu işe baş koymuşuz,
Sevdamızı anlamayana yazıklar olsun…
Senelerce bir köşeye atılmışız.
Şu Merzimen Çayı* durgun akıyor.
Akıp, ucu da Fırat’a çıkıyor.
Garadağ’da öyle gözel gördüm ki,
Bakışları ne sineler yakıyor…
Garadağ’ın üstü otlu yayladır.
Bilemem ki ben, bu yallı haralıdır?
Sağdan, arka baldırından yaralıdır…
O da benim gibi bahtı karalıdır,
Düşmüştü, köpek sürüsünün içine…
Belli ki, uzaklardan gelmiş ve yorgun.
Kanı sağlam, bir yiğit vardı bu elde,
Yaşıyordu, Karadağ’da ve Kastel’de,
İki-Üç nesil geldi-geçti aradan,
Sürekli adı dolaştı durdu dilde…
Her zaman oymağına emir buyurdu,
Son darbelerini vurmak için dine, budun*a.
Bütün yeni dünya göz dikmişti Türk’ün yurduna.
Batılı sırtlanların hesaplamadığı vardı,
Zincir vurulur muydu hiç, bu dağların kurduna…
Yüzyıllardır girmişlerdi sömürge havasına.
Giresun, Giresun,
Adami, sinirlu Giresun,
Finduğa hila gatarsan,
Yerin dibina giresun...
Hey! Hey! Gök başlı, gök bakışlı ve gök kurdum…
Başın göğe baksın, sen geriye çök kurdum…
Öz budunum sıkışmadan tam Ergeneye,
Şu bildiklerini bize bir bir dök kurdum…
3 Kasım 2008 Pt. 09:56
Memik Kiya’nın Oğullarına…
Ayak uyduramadılar bu asra, yeni çağa,
Kalk ta oğulların halini gör be Memik Ağa...
Terk eylediler ağalığı da döndüler uşağa,
Kalk ta oğulların halini gör be Memik Ağa…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!