Çıktılar yola, kondular neçe yere,
Düşmanlarını yerlere sere sere,
Kollarında nice kan yoldaşlarını,
Toprakların da bağrına vere vere...
Yürüdüler tehlikeyi göre göre,
MAHMATLI HASAN’IM
Bir koca ömür verdim de dini islama,
Gece gündüz çalıştım da milleti vatana,
Bir kurt gibi saldırdım vatanı satana,
Muş, Muş,
Doğu’nun ortasındadır Muş,
Son aldığım habere göre,
Muş, hızlıca gelişiyormuş...
Niğde, Niğde,
Patatesin ili Niğde,
Elmalarımı da yemişler,
Bu garip elinizden n’ide? ..
Nizip, Belkıs’lı Nizip,
Güzel belde, yeşil Nizip.
"Fıstık" gibi insanları,
Orada olmaz hiç hizip.
Kalmamış bu oymağın çoban*ı.
Elbet bir kısmı görür çabanı…
Bir gün sana bıkkınlık gelirse,
Hatırla, ağa ve bey babanı…
Bu soy; elbet tükenmez ve bitmez.
Ordu, Ordu,
Orta Karadeniz’de ordu,
Dağı taşı töngel dolu,
Girse, yiyip bitiremez ordu...
Birine sordum Nafi’yi,
“Eyi, gözel, hoş” dedi…
"Nasıl, sağlam mı? " dedim,
"Korkma! peşinden koş " dedi.
“O’nun kürkü yok, çulsuz ” dedim,
“O zaman o adam boş” dedi…
Gazi Rumevlekli Hacı Ağa.
Ne zaman uyarız biz bu çağa.
Herkes ağa, ineği kim sağa,
Bu beni de düşürdüler dağa…
Çukurda Üçkilise, Medegöz.
Hadi çık gel ey para artık yeter.
Bu sensizlik bana ölümden beter(!)
Yıllardır bu yollarında, gözlerim(!)
O destelerin, şu gözümde tüter(!)
İçimi bilsen, seni nasıl çeker(!)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!