Az…
Görmüşlüğüm ve görünmüşlüğüm
Olan, hayal meyal buluşmalarda bir gözucu bakış
İpucu vermeyen gözlere
Ne bir koş gel çağrısı
Ne buyur gel bahsinden zoraki davet
(Şarkı Sözü)
Nasıl da yakışmış uzun siyah saçlar
Güzelliğine güzellikler katar olmuş
Gül yüzünü süsleyen gamzeli yanaklar
Her gülüşünde bin çiçek açar olmuş
Yağmurda yürümedik hiç
Islanınca saçların
Perçem perçem düşer mi yüzüme
Bana mı sığınırsın
Yabancı saçak altlarına mı
Kanımız seyrelir mi
Bendim...
Yeşillikler arasında tutsak yalnız papatyayı
Aşılmaz dağlardan bilmediği şehre çağıran
Yaprak kıpırtıları...
Sen, yanılıp, başka tarlalarda gülümseyen
Birkaç mevsimlik dalgın konuk...
Erisin, dağılsın dilerim
Ve sürüklesin en uzaklara
Mercanımsı yürek kabukların
Sevgi balıklarıyla tanışsın cilveleşsin isterim
Saçların
Ellerin
Batık kentlerden sürüklenen
Sevda martılarıydı
Doğu kent sahillerinde
Karaya vuran ölü kuşlar
Caretta carettalar dipdiri
Ve olabildiğince mutluydular...
Yazmak olgunlaşmaktı bence, rüyalarını yaz derken
Düşünememişim kaybolacağını, aysız bir yaz gecesi
Huzurlu denizindim senin hani, sevesiye serinliğindim
Hani gencecik nehirdin, bana akacaktın hep delidolu
Zaman evrenin, evren senin, bense yalnız senindim..
Gecenin karanlığı
Vakti geldiğinde kendince açılan
Yine kendince vaktinde kapanan sihirli şemsiye
Güve yeniği siyah kumaşından
Sızan ışık misali süzülür
Karanlığı yırtarcasına parıldar üstümüzde
hani çocuksu bakışırdık karşı kapılarda
yürürken aynı izi bırakırdık sokaklarda hani
hani gülerken sürgüne gönderir gözyaşını
gri mavi çizgiler belirirdi yüzlerimizde hani..
hani, ellerime sinen avuç kokunla avunmalar
Pembe beyaz güller açardı
Evvel zamanlar
Güneşin yüreğimizden
Ayın gözlerimizden doğuşunu bilirdik
Batmazlığında, günlerin
Karanlıkları aydınlatan



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!