Yalnız olabilirim, kalabalık da..
Düşünüyorsam insanlık hali
Suskunsam o da öyle…Gülme
İçimde bir ürperti olduğu doğru
Ve hayallerimde sencileyin sanrılar
Kokular, kokular …korkuları bastıran kokular
Şaşırmıyor değilim, zaman zaman
O kimdi?.. Ya diğeri.. diğerleri?
Yanıltıyor insanı, geçmişten kaçmak
Ve şüpheyle durmak, gelecek kapısında..
Hayallerim, Hasankeyf Harabeleri gözönümde
Bazen sıkıntılar basar içimi
Şehir oyuncakmış gibi gelir, yollar tahtirevalli
Göktaşı düşer şehre, kaldırım taşları gökyüzüne
Alt üst olur her şey, şaşırım vallahi…
Başımla yürür, ayak parmaklarımla selamlarım çevreyi
Akşam külrengi eteğiyle çöküyor
Yollar ışık seli
İnsanlar evlerine dönüyor...
Gökyüzünde kuş sürüleri
Kanatları bilinmezliğe alkış tufanı
Yuvalarına dönüyorlar
Bu ellerdi
“Buradayım” güvercinleri
Kanat çırpa çırpa yükseklere
Beni gösteren
Kalabalıklar arasındaki sana..
Bırakalım Hoca Nasrettin kırpsın eski ayları
Usta terzilere bırakalım
Ters yüz etmeyi solgun giysileri
Cep yerlerine yeni yıldızlar...
Biz, eskicilere bırakmışız yıpranmış aşkı
Sıkılmıştı
Buzul tepelerin yalnızlığından
Eskimo kırlangıç
Geldi ve gitti bahar bahçelerime
Eskim-o, kırlangıç
Yenim kanarya..
Sizler
Birer esimlik rüzgârdınız
Göğsümü
Serinletip de geçen..
...
Kara yeldiniz
Kaçış yolun batı
Senli anılar, geride eşkıya yağması
Küçük tepeler, küçük heyecan
Ve boşuna adrenalin israfı
Rest....
Büyük aşklar, büyük tepelerde
Bu şehir, ayak bileklerine takılı paslı halhal
Ardından sürükleniyor, sen dalgın yürüdükçe
Geride bıraktığın gri boyalar, solgun bir tuval
Boş yollarda aynı şekil, izdüşümü ince ökçe..
Benim, olduğu yerde çakılı o tanıdık forsa



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!