yangın yerine düşmüş sultanlar,
kavukları tutuşmuş lalalar,
boyunduruğuna
sevda yüklenmiş at koşucuları,
hangi asırda sevmiştim
sana dair sözcükleri
ve dile geldi gece,
içinde derin bir sessizliği
barındırarak,
dünyanın dönüş sesidir
şah damarımdan yankılanan,
evrene dair düşler içindeyim,
Bu öyle bir ateşki
tenden gayri düşmüş yüreğe
o ateşle yanan yürek
aşkınla kaybetmiş teni
ten kafes olmuş cana
Ey İstanbul
sen nasıl bir şehirsin ki,
2 saattir kaybettin beni içinde.
Ben kendi içimde bile
bu kadar sürede
gönül
fermansız bir tebliğ gibi
sokaklarda davullarla ilan ediyor aşkını
duyduk duymadık demeyin
duyanlar duymayanlara söylesin
seviyorum diyor
faili meçhul kişiliklerin varlık nedenidir dünya, özüne dönen için ne beden vardır, ne de dünya
Sen büyüyüp geldin diye ben bütün dünyayı küçücük bir fanusa koydum. Ne fanus bildi fanusluğunu ne de sen doldurabildin o fanustaki yalnızlıkları...
f(x) = sin(x) + ln(x² + 1)
Yani:
Denklemin ilk kurulduğu anda doğmuştum kendime
Uyanışım, değerleri bulmak içindi
Eşitliğin her iki yanında benim yaşama kattığım anlamlar vardı
Kalakalıyorum sensizliğin ortasında
koskoca şehirdeki kaldırımlar
yutuyor beni.
garip bir iç acıması yaşıyorum,
kanasam,
kendime aksam




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!