en sancılı yangını yaşar gözlerim,
kaç sonbahar teslim oldu düşlerim bilemedim,
Mayıs kaç yaşındadır ömrümde acaba?
kaçıncı gidişini yaşıyor baharım,
şimdi yeniden doğan sabahın
müjdeli sesidir yankılanan zamANda,
Hayat; gitgellerden med-cezir sevdalar yaratmış bize ve bizde; bazen sahile vuran istiridye kabuğu, bazen de kumsalda unutulmuş bir masal kitabı oluyoruz...
Bir sahile vuruyoruz, bir içe çekiliyoruz ve bunun adına yaşamak diyoruz...
En iyisi mi sen gel dalgalar sahile vurduğunda damlalarda birleşelim
çekilip gittiğinde ise ona kapılıp tutku ile sevişelim...
yine
ıssız bir gemideyim
belki de gemi kalabalık
ıssızlığı ben yaşıyorum
fora edilmiş hasretinle
meğer aradığım aşk imiş,
ten o aşkı taşıyan kap imiş,
kabı doldurdukça taşıveriyor sevgin,
ey yüce olan,
varlığınla dolup taşmakta bu can,
şimdi anlamakta bu yürek seni
ya ben pencereden düştüm
yada ak mermerin sultasına yatıyor
menekşenin mor yaprağı
üşümekten moraran tenler misali.
ölüm kol geziyor
ben,
uzakların sesi,
toprağın henüz su almış hali...
kokuyorum,
kendi düşlerimdeki temizliğime inat.
Sözün özünü dinlerken yangınlar yükselir içimde,
hayata karşı boynumuz dik;
yüreğimiz gökyüzü gibi
sınırı olmayan bir mavi
ile kaplanır
susmuş duvarlar
birtek
parmaklılar konuşur rüzgarın
iniltisinde
ranzam konuşur
zincirlerim konuşur
ah dinini imanını paraya bulamış olan,
bari diktiğin binanın üzerine yazma
mülk Allahındır diye,
ne gaflettir ki
inanmaktasın bu söze,
büyük ve yaldızlı harflerle yazmaktasın
Bilemiyorum
neler yaşar bu yürek
neler taşır
nasıl yanar
nasıl taşar
nasıl anlamsız kalır




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!