Hayat,
dibe vurduğunda boğulduğun bir su damlası gibiydi.
Çırılçıplak ve deliksiz bir uykuda dalından kopan dut tanesi misali konardı sinekler yarınsızlığın orta yerine.
Kendi nefesinde susan rüzgarın yanağına dokunan yaprak gibi öksüz ve tek başınaydı terki diyar mutluluklar.
Zamanın ötesinden geliyorduk,
Kendimize çıplak idik hayata karşı giyinik.
İçimiz acırdı şivemiz elvermezdi tarife.
Hoyrat bir sevdaya düşerdi yüreğimiz,
Hırsızlık yapmışız gibi gizlerdik aşkla baktığımız sevdiğimizi...
Kokular aparırdık topraktan, üzerimize çalakalem sevinçler sürerdik.
hep hoşgeldin demek istiyorum sana
hoşçakalsız yarınlara inat
tüm varoluşuna dokunmak istiyorum
her gülüşüne uzanmak ve gülüşünün yanına bir söz dizisi bırakmak
sana bakan ve gören herkesin beni görmesini istiyorum
çok şey mi istiyorum?
bir ihtiyar gibi yürüyeceksin yolda
ağır ve sessiz
ve
bir çocuk gibi idrak edeceksin hayatı
meraklı ve coşkulu
Hayat bir başlangıç ve bitiş noktasından oluşan matematiksel tanımda bir ÇİZGİdir. insan hayatı bu iki nokta arasındaki mesafeyi sürekli iniş çıkışlarla farklılaştırdığı için, hayat bazen çekilmez, bazen yaşanası, bazende paylaşılası, kimi zamanda yalnızlığa düşülesi bir hal alıyor.
İşte o zaman iki nokta arasındaki doğrusal uzunluk diye tabir edilen ömür bize o çizginin hangi tarafına daha yakın durduğumuzla ilgili olarak bazen bir ödül, bazende içinden çıkılması zor bir hayat sunuyor.
Her zaman başlangıçlara yakın olmak gerek, yeniden doğuyormuşçasına, heyecanlı ve mutlu. Böylesi bir durumda içindeki çocuğu yaşattığın ve onunla kaldığın müddetçe küçük eylemlerden büyük mutluluklar çıkartabilir ve yaşamı güzelleştirebilirsin.
İllegal sevmelere teslim ettik zamanı,
gözyaşlarımızdan ummanlar yarattık yastıklarımızda
ve
düşlerimizi yüzdürdük gecenin karanlığında…
İnandığın şeylerle yaşama devam etmek için rol yapmayı bırakman gerekir.
incinebilir aşklar taşıyordum zulamda
büyütemediğim çocukluğum volta atıyordu
hayata bir türlü tutunamayan düşlerimde
ranzamda
yastık altında saklardım hep
yar kokan mendilleri
Kaç rekat aşka secde edersen
o kadar sevap yazarım demişti
tanrı
ve
aşka teslim olduğumdan beri
secdeden kalkmaz oldu başım...
ya benden bir şeyler alıp götüren zamanın esiri
bedenim
yada zaman esirim oldu
benden gidenlerin toplamıyla
her iki koşulda da eksiye düşüyor




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!