Ben bir dağın ne eriyen buzuyum
Nede kıytık bir vadinin düzüyüm
Ben toprağın dalgalanan yüzüyüm
Gücün varsa gel önüme geç benim
Gündüz mavi akşam kızıl inciyim
Böyle mi olacaktı
Senin ile sonumuz
Hani seninle benim
Olacaktı oğlumuz
Adını benden gizli
Sevdalı yüreğim dönmeden çöle
Boynumu bükmeden poyraza, yele
Mademki olmuşum sana kul köle
Ellerimden tutsan fena mı olur
Çilemin üstüne çile ekmeden
Memleket sanki şasi
Her köşede bir asi
Bu nasıl demokrasi
Millet ışığa hasret
Berekette ki gürlük
Bülbül terk eğlemiş, bağı bahçeyi
Tanımıyor artık, gülü çiçeyi
Dost etmiş kendine, derdi çileği
Ağlar zarı zarı, vah diye diye
Yaban olmuş, hayallerde geziyor
Her gün aynı dert kasavet
Senin olsun senin servet
Hep çalıştım nerde mürvet
Azametin batsın dünya
Yar etmedin bana o’nu
Bir lokma ekmekle bir kaşık aşın
Derdine düşmüşüm bitmez savaşın
Eseri kalmadı gözümde yaşın
Eyvah eyvah eyvah başıma benim
Kederimdem, uzak kaldım vuslata
Yok olurken,kazma kürekle var ettiğimiz
Her karışını,kanlarımızla suladığımız
Kana doymuş bu toprakların,kana ihtiyacı
Varmı sanıyorsunuz
Elin oğlu uzayın nimetlerinden yararlanırken
Yürürken yollarda izledim seni
Her an takip edip gözledim seni
Gel artık sevdiğim özledim seni
Kara toprak beni alıncaya dek
Suçum nedir benim neden kaçarsın
Olmaz olsun, olmaz olsun varlığın
Zorluğunu, bilmiyorsun darlığın
Zevk, eğlence değil, hayat sandığın
Açlıktan kıvranıp, ölenler vardır
İnsanlıkmı, pay edinmek bebekten
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!