Bir değil beş değil, öldük binlerce
Aç susuz dağlarda, kaldık günlerce
Arandık, gözlendik, biz gönüllerce
Neden bazıları, hala anlamaz
Halkız dedik ama, halk olamadık
Hiç boşuna yorulma
Beni anlayamazsın
Senin dünyan apayrı
Benimle olamazsın
Zehir olur günlerin
Bıktım artık bırak yeter
Sendeki naz dertten beter
Sanmam seni kimse çeker
Al sevdanı başına çal
Senin olsun kerametin
Bu gün on dört şubat, sevgilim
Sevgililer günü, biliyorsun
Ama; tamamı on dört şubat olsa da yılın
Yeter mi seni sevmeğe sanıyorsun
Ne günü, ne ayı, ne yılı
Belliydi canımın çok yanacağı
Sevda direğimin yıkılacağı
Gönül ateşimin yok olacağı
Belliydi sevdiğim sevişinden belliydi
Sana ne desem ki sana ne dönüp
Atlılar geliyor atlılar
Dörtnala doludizgin
Sırtlarında tüfekler
Ellerinde kırbaçlar
Saklan güzelim saklan
Saklan ki bu adamlar
Sana uyarsam sana
Acı verirsin bana
Seni iyi tanırım
Sen kıyarsın insana
Bilhassa seviyorsa
Gelin oldun habersizce ellere
Düşünmeden teslim oldun kimlere
Yüreğimi parçaladın hiç yere
Benden beter ol diyemem yazıksın
Seni yakan sen değilde atandır
Dur demedi kimse şerre
Vardı istediği yere
Bittik artık vere vere
Halk gariban, hak kimsesiz!
Gelen vurdu sille tokat
Gün olur da bir gün çekip gidersem
Bilinmez yerleri mekan edersem
Basıpta bağrıma taşa yar dersem
Beni bağa değil dağlara sorun
Bir çiçek misali düşersem elden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!