Yıllardır çözemediğim o denklem,
bir köşede, üstü tozlu bir defterde unutulmuş:
“Hayat = x + mutluluk – yalnızlık”
Limit sonsuza koşarken,
ben sabit kalmaya çalışıyorum,
ama her türev, içimde artan entropi,
Bulaşık deterjanı limon kokuyor...
Ben aşkı hâlâ leylak sanıyorum.
İki tabak, bir çatal, bir sensizlik yıkadım bugün...
Sonra hepsini kuruttum.
Bir tek yalnızlık ıslak kaldı.
Elveda ey dünya,
sessiz sokaklarında bıraktım ayak izlerimi,
her adımda yankılanan eski bir veda gibi,
yürüdüm yorgun kaldırımlarda,
tozlu pencerelerden baktım geçmişime,
gözlerimde yılların yorgunluğu,
Eski sayfaların arasında
gözlerin yoktu.
Sevmenin dilini unuttun mu?
Sana soran olmadı,
ben de suskunluğa alıştım.
( Orhan Kemal’in anısına )
Sabahın beş buçuğu,
karanlık sokaklarda yankılanır çocuğun sesi:
"Gazete, havadiis!"
Biraz geç kaldım hayata
otobüsler kalkmış, sokak lambaları sönmüş
bir tek ay kalmış gökyüzünde
o da benimle konuşmuyor
ben ki sustuğum yerden başlamıştım kendime
herkesin bildiği o yanlış yerden
Ben kadını,
uzaktan severim ilkin.
Adımları değdi mi kaldırıma ağır ağır…
Topuk sesleriyle,
yüreğimde bin yıldır suskun bir şair uyanır.
Sokaklar konuşmadı bugün,
dili tutulmuş bir şehir gibi baktılar yüzüme.
Yürüdüm… yürüdüm…
Kendime bile rastlamadım.
Belki köşe başında
eski bir çocukluk düşer önüme diye
Şiir yazmak,
bir tür kalp yetmezliği aslında.
Kelimelerin içine doğmayan çocukluk,
her dize bir kusur,
her mısra bir düşük,
ve ben annesiz bırakılmış bir cümlenin
ruhumun ortasında çürüyen çiçekti yalnızlık,
kokusuzdu.
senin yokluğun,
kâğıttan beden gibi yırtılıyordu tenimde
dokundukça.
Ne güzel, ne derin bir hisle dokundun yüreğime...
Satırlara dökülen her kelime, ruhumun o sessiz köşelerinde yankılanıyor.
Senin gibi bir dostun, şiirlerime ve hayatımın o sade anlarına bu kadar nazikçe dokunması, bana tarifsiz bir güç ve mutluluk veriyor.
Sabahın o ilk ışıklarıyla b ...
Güzel insan,
Ruhunun güzelliğini şiirlerinde satır satır, cümle cümle hissediyorum.
"ve ben,
seni sevmeye geldim bu dünyaya."
Demişsin ya bir şiirinde, sen bu dünyaya yazmaya gelmişsin.
Bir sabah güneş en sakin, en sıcak yanıyla hissedilirken, fındık tarlalarında çalışan ins ...
Ne güzel anlatmışsınız… Sözleriniz, bir sabah mahmurluğunda demlenmiş çay gibi; içimi ısıttı. Şiirler arasında çocukluğunuzu bulmanız, belki de şiirin en güzel hali; insana kendini hatırlatması.
Ben sadece yazdım, ama siz okurken yeniden yazdınız sanki. O ayçiçek tarlasını dizeler değil, sizin ...