Ben vatan hainiysem eğer,
gökyüzüne bakarken düşünmüşümdür bunu.
Çünkü gökte bir kuş eksilirken,
toprakta bir çocuk ağlıyordu.
Ben vatan hainiysem eğer,
(x yerine sen yazılınca hep yanlış çıkan denklem)
İçimde bir denklem var,
Çözemediğim.
Sonsuz parantezler içinde dolanıp duran…
Senli bir bilinmeyen.
Her gece,
rüyama düştü adın,
tüm harflerin ıslaktı,
gözlerin
bir yangından arta kalan
sığınak gibi sustu içimde.
Bugün, Asel Lina’m dört yapraklı bir çiçek…
Rüzgârı maviyle boyanmış masal defterimde…
Gözleriyle gülümsüyor gökyüzüne…
Ben, babası, eski bir şiirin kıyısında…
Kızımın sesini dinliyorum:
"Babacığım, dünya neden pembe değil hep?"
Bir daha yaşasaydım bu lanet olasıca hayatı,
Daha az kasılır, daha çok gevşerdim.
Hasta olunca kıvrılıp yatardım usulca…
Yatağa girmeyi ayıp sanmazdım.
"Ben olmazsam dünya yıkılır!" zannına,
Bir elveda notu gibiydin
Saklı, okunaksız, zamana direnememiş.
Kalbimin kadife kutusuna değil,
Arşivlenmiş bir yaraya gizledim onu.
"Belki bir gün..." dedim.
Ama o gün, hep silinmişti takvimden.
Bugün benim doğum günüm,
Kimse “iyi ki doğdun” demedi…
Ben de umursamadım zaten.
Yalnızlık güzel şeydir bazen.
Bir bardak çay koydum kendime…
Hiç böylesini duymamıştım.
Saat kendi kendine susmuştu o gün...
Çocukluk sokağımda adım kalmamış,
evlerin dili tutulmuştu.
Salıncaklar kırılmıştı ve ben,
artık kimseye gülmüyordum.
Bir şehir vardı,
kitap girmemiş, soru sorulmamış.
Bir çocuk vardı,
adını bile doğru yazamayan.
Bir anne,
kızına okul yerine ev öğreten.
Gece geç saatti. Mutfağın ışığı yanıyordu yine.
Kadın, ocağın başında bekliyordu.
Çay demlemişti.
İçmeyecekti biliyordu ama demlemişti işte.
Alışkanlıktı bu, umut gibi…
Çayın üstünde ince bir buhar,
Ne güzel, ne derin bir hisle dokundun yüreğime...
Satırlara dökülen her kelime, ruhumun o sessiz köşelerinde yankılanıyor.
Senin gibi bir dostun, şiirlerime ve hayatımın o sade anlarına bu kadar nazikçe dokunması, bana tarifsiz bir güç ve mutluluk veriyor.
Sabahın o ilk ışıklarıyla b ...
Güzel insan,
Ruhunun güzelliğini şiirlerinde satır satır, cümle cümle hissediyorum.
"ve ben,
seni sevmeye geldim bu dünyaya."
Demişsin ya bir şiirinde, sen bu dünyaya yazmaya gelmişsin.
Bir sabah güneş en sakin, en sıcak yanıyla hissedilirken, fındık tarlalarında çalışan ins ...
Ne güzel anlatmışsınız… Sözleriniz, bir sabah mahmurluğunda demlenmiş çay gibi; içimi ısıttı. Şiirler arasında çocukluğunuzu bulmanız, belki de şiirin en güzel hali; insana kendini hatırlatması.
Ben sadece yazdım, ama siz okurken yeniden yazdınız sanki. O ayçiçek tarlasını dizeler değil, sizin ...