He-Man’le başladı maceramız seninle.
Aklıma hiç gelmedi; o kağıttandı.
Sen derdin öyle.
Atlamak için sebepti üstüne.
Ne He-Man ne diğerleri,
Gerçekti.
Muharrem yine seninle bir hesaplaşalım.
Sen bir zamanlar şehrin peşinde koşardın.
Sonra daha büyük şehirlerin sevdasindaydin.
Yeşili gördün.
Denizi gördün.
Sessizliği de dinledin.
Şimdi asırda bir olan dönemdeyiz.
Seçim bizlerdeymiş.
Ya havalandırmadaymışız.
Yüzümüzde maskemiz.
Çöğunluk hücremizdeyiz.
YouTube'dan birşeyler izlerken,
Bir araba reklamı çıkıyor karşıma.
İki çeşidi var.
Bir ofis ortamında,
Sorar adam kadına:
" Haftasonu ne yaptın? "
Yalanlarla yaşıyoruz.
Kimimiz yalanlarla yaşlanıyor.
Kimimiz yalanlarla büyüyor.
İleri gidiyormuşuz.
Yalan.
Benden büyük herkese söylüyorum:
Iki grup eskidir.
Şekil değişiktir.
Şekil dijital.
Ellerde kredi kartları.
Soru aynı:
Neden reddildi,
İnsanlık neferleriyle büyüdüm.
Yalan yok.
Dönem dönem televizyonda görünce,
“ Of yine mi? “ dedim.
Şimdi değerlerini çok çok iyi anladım.
Onlar birer ikişer giderken,
Pazartesi sabahları,
Haftanın başlangıcı,
Yollarda seyret arz-ı endamı.
Yollarda süzülür torbalar.
Deme: " Bilmem ki içinde ne var? "
O torbanın içindeki neler görür?
Hayat kimine göre uzundur.
Kimine göre kısadır.
Ama bir yoldur.
Bu yolda birçok kişiyle karşılaşılır.
Ama iz bırakanlar çok azdır.
Birkaç kişidir.
Bilim kurgu filmlerinin amacının,
“ Bizi geleceğe hazırlamak “ olduğu söylenir.
İstihbarat teknolojisinin,
Gündelik hayat teknolojisinden,
İleri olduğu söylenir.
“ Japon İşi “ de,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!