Bir Sedef Kabuğunda, balık pulunda
Yüksek kayaların çukurunda
Ay ve yıldız aksinde
Suyun, aşkın, ihtirasın sesinden
Aradım seni yıllarca
Sırılsıklam olur sokaklar
Yağmur, gülümser toprağa
Küme küme oynayan çocuklarda
Dem olur
Bir şenlik başlar sonra
Hayalimde taht kurmuş memlekette
Çiçekler buram buram kokmakta
Zambaklar gururla açar çiçeklerini
Minik kuzular kurtla geçirir gecelerini
Hayalin silindi gözlerimden
Artık şiir kokmuyor martılar
Denizin maviliğinde bıraktım maziyi
Elif Kafe’de, yapayalnız masada
Boğazımda düğümlenen yitik sevgi
Gözümde buğulanan göz yaşı
-1- (İS-)
Nova Roma’nın mistik goncagülünü düşlüyorum
Matemli meltemle hüzne ve sevdaya yürüyorum
Avare yüreğimi mesken tuttu Kalkedon
Harelendi hayallerim çağlar ötesine
Bir yudum ırmak gibi büyüttüm içimde
Kısık bir lamba ışığında
Bir umut yelpazesi gibi
Ruhumu helecanlara gark eden
Masallara hasret gözlerim
Titrer kirpiklerim
Bugün pencereme kuşlar kondu
Çocuk yüreğim sevinçle doldu
Yem verirken biri selama durdu
Bakışlarıyla soğuklara meydan okurdu
Kanat çırpınışlarıyla masumiyeti ederler ifşa
Tarlalar, onu ekip biçen bi-çareler
Yüzler, bi-tab, gözler halka halka olmuş
Nasır olmuş el ve ayaklar
Dengi dengine gelir emek ve mahsuller
İnsanları saf, masum ve samimi
Elif Kafe'de çayımı yudumluyorum
Mis gibi hayallere dalıyorum
Bir seni bir de İstanbul’u düşünüyorum
İstanbul Boğazı’nı seyre dalıyorum
Martılara şiir okuyorum
Dinliyorlar biliyorum
Derin bir karanlık yayılır gökyüzünden
Rüzgârın ağzından yükselir dondurucu ıslık
Bembeyaz gecede başlar doğum sancıları
Pürtelaş içinde sokaklar, caddeler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!