Kaptan çevirdi rotasını güneşe
Attı şair damarlarındaki zehri
Acılı bir vapur bağırdı limanda
Martılar uçtu sonsuzlukta
Çözmüşçesine sırrını hayatın
kendi gözyaşları mı eritirdi yoksa
bir kardan adamı
saçları olsun ister miydi
kendinden daha uzun yaşasın diye
çocuk kalmışların düşlerinde…
Yine en zamansız zamanımda çıktın karşıma
Habersizce gelip kuruldu
O acı tebessümün
Göğsümün derin boşluğuna.
Yine hazırlıksız yakalandım
Yüreğimin en dağınık anında
Tüm kadehler karıştığı zaman birbirine
Devrilen son şişenin dibinde
Bekliyor seni gülümseyişim...
2004
Kulağımın her çınladığında
Biliyorum ki adımı anan birileri var
Çok uzaklarda
Bir çift göz var
Kurak gecelerimde
Tuzlu tadıyla yüreğime akan
İçimizden her geçeni
Kalbimizin sularına gömdük
Kayıp okyanus ölülerine döndü
En masum düşlerimiz.
Her geçen gün biraz daha yittik
Bir gidip, bin döneriz dediğimiz yollardan
Kendimle dertleşebildiğim
Tek yerdir şiirim
Kimse alamaz yerini
Beyaz bir kağıdın sırdaşlığının
Nerde sönmüş bir ateş görsem
Yıllar boyu keşfedemediğim
Bir şarkı gibi geldi sesin
Duyupta anlayamadığım
Baksam da hiç bir zaman göremediğim
Sonra gözlerinin kıyısına vurdu yüreğim
Kara bir bulut geçti üzerimden
Yazmaktan her seferinde vazgeçtiğim mektuplar gibisin
Düşlerime saplanan kırık bir kalem
Ondandır bütün hayallerimin kırıklığı
Kanatları kırılır bütün sahipsiz kuşlarımın
Tek damla kan akmaz yine de
Dilsizdi en güzel satırlar
Kalemler kimsesiz
Hiçbir ömür yetmezdi anlatmaya
Yetmezdi hiçbir hayata sevmek
Son satırda bitti işte
Bu harika şiirleri yazdıran güzel ve cesur yüreğinize selam olsun, sevgili Melih.
Şiirlerinizle tanışmama vesile olan sevgili Eylem Barış ve Cansın Ünver'e teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgilerimle