Gül ağacı; diken dolu,
Dikenlerden gülün yolu,
Korur diken kolay değil,
Bülbül gibi sen; sev, sevil.
Güle diken, bülbül çoktur,
Gönlüm benim zor içinde,
Taşa çaldım taş içinde,
Yangınlarım kor içinde,
Açtım baktım, yar içinde...
Zahir! Gönle yalan dolar,
Hele dur, bir dinle
Duyuyor musun?
Kınında kılıcı konuşan asker
Hu Allah, Allah zikirden nağme
Bu meydan canından geçenlerindir.
Akşamın daveti, güneş batarken,
Gecenin karanlığına,
Kusurları örterken mihenginde,
Görünmüyor eşyanın silüeti.
Merhabandır dönen sana,
Asumandaki yıldızlardan.
Damladan ibaret Irmak
Kavşağını dönerken
An' da gizli kalır katresi.
Geçmiş zaman içinden
Tevazu elbisesi
Benini yok edersin,
Erişirsin toprağına.
Hırs elbisesi
Yol aldırır
Değirmen taşında buğday misali
Ezilir, ezilir, una dönersin
Gönülde beslenen sevda misali
Yıldırım yersinde muma dönersin.
Aşıklar çilekeş, dalında meyve
Aşka sarılan güle sermayeden renk kaldı
Taşlayanın elinden güle artık taç kaldı
Aşığın postundadır pusula kime kaldı
Çöllerinde susuzluk sofrasında düş kaldı.
Aşkın gamlı yolunda yolcuya hicran kaldı
Aklının hükmüyle yol alan Cibril
Miracın sınırı vuruyor seni
Aşk ile titreyen sonsuzluk ufuk
Aşk atı! Taşıyor miminden âşık
Gönüldür takkem irfanın yurdunda
Aşk kadeh de beyaz görünür
İçine girersen şarap görünür
Olmaya oyunun mayın bölünür
Kırmızı fistanın yavan görünür.
Bakışın ruhuma değmeli okun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!