Ölümden değil korkum
Ölüp gideceğim birgün.
Toprak olduğum gün,
Yeter ki!
Ayağı değmesin
Bir alçağın.
Fırtınayla,selle
Kopup geldik bozkırlardan
Tohum olduk savrulduk
Çalı olduk,ağaç olduk
Yeşerdik.
Tutunamadık toprağa.
Sen yazmadın diye,
Mustafa Kemal’i
Tarih kitaplarına
Unutur mu sanıyorsun
Çocuklarım.
Kitaplarınız yazmasa da
Nasıl ekilirdi buğday
Nasıl büyür,kavrulurdu
Güneşte sapsarı.
Unuttuk!
Harman neydi,
Düven ne
Ne suya dokunurum
Ne sabuna.
Hiç kirlenmez elim
Uzanmaz harama.
Ne tövbe ederim,
Ne dua.
Sözlerin vahiy oldu bana
Yazdım her sesi bir kalemde
Bu nasıl namedir ruhumu sardı
Sanırsın şarkı söyleyen tanrıydı
Gözlerin baktıkça eridi ruhum
Ve
Her şeyin farkındasın
Kebabçının kedisi de,
Fırıncının aç iti de.
Allah ne istediyse
Ancak o olabilirsin
İstemem!
Verme elini.
Hep dost kal
Yoldaş kal
Sırdaş kal
İstememe verme elini,
Toprakta yeşillik,
Suda balık olsam.
Erişilmez derinlikte
Doyasıya yüzsem.
Gökyüzünde bulut,
Gecede yıldız olsam.
Attığım her adımda gömülmüşüm,
Dost gözlerden artık silinmişim,
Yaşadığımı sandım oysa sürünmüşüm,
Seni bekledim yalnız gecelerime.
Felek bu oyunu kötü oynamış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!