Rüzgarlar çok eski, bir şarkı gibi,
Estikçe maziyi, getirir bana…
Yağmurlar bir başka, ağlıyor sanki,
Yağdıkça dokunur, her damla cana…
Darmadağın evim, virane yurdum,
Perişan halimi sorma arkadaş
Zalim elindeyim son zamanlarda
Boşuna değil bu bendeki telaş
Elin dilindeyim son zamanlarda
Mevla’m azap için vermiş bedeni
Şimdi uzaklarda dünü
Arıyorsam suç benim mi?
Gurbetin koynunda hüznü
Sarıyorsam suç benim mi?
Sebep sensin ayrılığa
Yeryüzüne gelmiş, en asil millet,
Pek cesur, pek yaman, Şu Çılgın Türkler…
Mazluma çâredir, zâlime illet,
Sanki bir ferman, Şu Çılgın Türkler…
Kâinata böyle, güneş doğmadı,
Sen benim her mevsim açan gülümsün
Cennet bağı kokuyorsun sultanım
Irmağımsın denizimsin gölümsün
Yüreğime akıyorsun sultanım
Yokluğunda sıkıntıda dardayım
Parmağımda taşıdığım yüzükte
Hayalini görüyorum Sümeyye’m
Şafağıma attığım her çizikte
Sanki sana yürüyorum Sümeyye’m
Burda yollar çetin tepeler duman
Seni anlatmıyor, artık şarkılar,
Hatıralar şaşkın, bense biçare…
Adının unutmuş, sevdalı yollar,
Hatıralar durgun, bense avare…
Resimler tozlanmış, güller kurumuş,
Şu halime bir ad bulamıyorum
Acıların bende adı yok gülüm
Hayattan hiçbir tat alamıyorum
Sensiz buraların tadı yok gülüm
Sen varken başkaydı yağmurun sesi
Can dediğin nedir ki
Ruhum senden ibaret
Bu kalp benim değil ki
Senden bana emanet
Ya ölüm ol al götür
Her şeyi kadere bırakıverdik
Ayrılığa sebep yazımız dedik
Belki ayrılmazdık istemeseydik
Tedbir kuldan takdir Allah’tan gülüm
Tedbirini alsak böyle olmazdı
Hocam elinize,yüreğinize sağlık. Çok güzel mısralar yazmışınız. Yeni çalışmalar bekliyoruz.