Yalansızdır, çıkarsızdır, doğaldır,
Bambaşka bir histir, anneyi sevmek…
Şekerdir, şerbettir, kaymaktır, baldır,
Her şeyden nefistir, anneyi sevmek…
Vefa vardır, kokusunda, terinde,
Neden böyle olduk diye kendine
Hep bu soruyu sor aptal sevgilim
Hata kimde, kusur kimde, suç kimde
Aklını buna yor aptal sevgilim
Her şeyi elinin tersiyle ittin
Acıların tiryakisi, delisi,
Mutluluğu bilmez, arabesk gönlüm…
Yüzümden okunur, onun çilesi,
Bir kez olsun gülmez, arabesk gönlüm…
Düşman bilir, her sevinci, neşeyi,
Ölürüm ayrılmam derdim,
Ben sözümde duramadım.
Hâlbuki ne çok isterdim,
Senle yuva kuramadım…
Bendesin, senden gitsem de,
Gurbet dediğin nedir ki,
Asıl gurbet içimizde.
Dünyama öyle bir gir ki,
Sevinelim ikimizde…
Engel dediğin nedir ki,
Dağlarda Ferhat’ım ben
Çöllerde mecnunum ben
Bıkmadan üşenmeden
Ararım sevdiğimi
Dostlar umut saçmıyor
Hayata tutunmak için, ne yapsak,
Bugünden karanlık çöktü yarına,
Ön avluda koşup, oynamak yasak,
Biz Arka Bahçenin Çocukları’na…
Ölü yıkayıcı, dediler bize,
Sende benim gibi, hasret çekersin,
Hayırsız birini, sevme arkadaş…
Sevda toprağına, çile ekersin,
Sevgi çemberine, girme arkadaş…
Bütün vefasızlar, hep seni bulur,
Anladım kaderin hiç şakası yok,
Eline düşmeye, gör arkadaşım…
Suçumun benimle, alakası yok,
İftiranın gözü, kör arkadaşım…
Paran yoksa yaklaşmazlar barışa,
Demir parmaklıklar soğuk ve zalim
Beni yolların salmıyor Ayşe’m
Hasretinden mahf-u perişan halim
Burda sensiz yüzüm gülmüyor Ayşe’m
İçimde bir sızı derin ve ince
Hocam elinize,yüreğinize sağlık. Çok güzel mısralar yazmışınız. Yeni çalışmalar bekliyoruz.