Vatan, millet diyerek nara atan
Çıkarını davasına yeğ tutan
Zalimle bir olup mazluma çatan
Nice kurt kılığında it gördüm ben
Ortalığı karıştırıp toz duman
Zalimler galebe çalar
Çakallar kurdu parçalar
İstemem köşkler, sırçalar
Hüma kuşum götür beni
Kaf dağından aşır beni
Kendi hâlime yanarım zannetme beni.
Ben sana yanarım, hırsın sarmış bedeni.
Güya akıl verir; ölüm var dersin, ölüm.
Ölüm var da, sen neden böylesin be gülüm?
Yırtıcı gibi koşup oraya buraya.
Gayrı çeksen derim eli eteği
Öteleri düşünüp giryan olup
Zehirdir buranın balı peteği
Bir geldik bir gideriz, üryan olup
Katlayıp da biri, bine
Şu dünyaya küstün yine
Şükret hele ahvaline
Mahzun olma deli gönül
Üzülme kar, boran diye
Sıcak bir Temmuz günü gelmiştin
Bizlere dünyaları vermiştin
Evimizin neşesi olmuştun
Kara yağız oğlum, ilk göz ağrım
Kolum kanadım, dalım budağım
Kor ateşler düşmüş gayrı bizim ellere
Kınalı kuzular revan olur yollara
Nice on beşliler destan oldu dillere
Al bayrağım göklerde dalgalansın diye
Bir kuru ekmeğin bir tas sudur katığı
Ruhumun en karanlık ve en derin köşesinde
Manasız sahte ve çirkin her ne varsa akıp gitsin
Derinlerde, özlerde; sevgi, mutluluk ve umut olsun hep
Ey! Bedenime yön veren, ruhumu esir almaya çalışan nefis
Uzak dur benden, uzak dur bendeki uyuyan senden
Ben sana gelirim, eller kime gider?
Bilmezler mi ki, her işin sonu sende biter
Bilmezler mi ki, şu yalan dünyada,
Kaybedenler kazanır, kazananlar kaybeder...
Rabbim senden gelir yine sana varırım
Mis kokar ormanları; kekik kokusu, çam kokusu
Irmağından, gölünden hayat bulur renkli dokusu
Ne güzel yakışmış yeşiller sanki tacı takısı
Can verir insana temiz havası, tatlı uykusu
Çayırlarında dolaşır kuzuları, kır atları




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!