Bu Gün Ağlamayacağım,
Söz Verdim, Kendime,
Maziler düştükçe gözaltlarıma
Dudağımda açan dört mevsim
Batmalarıyla
Hüzün demlerimde koyulaşan
Ağustos sıcağı gibi yüreğime
Konmuştun
Yakmıştın sevdamın yapraklarını
Özlemlerime sıçratmıştın
Cehennem sıcağı olan
Gözlerini
Ah eylül sabahı ah
Gün doğumun ısıtmıyor
Ayrılığı yalnızlığı
Sararan yaprak misali
Hasret sararıp kuruyup uçuyor
Sokaklar hatta sensizlik
Ahmedin
Yüreğine bir acı oturmuş tu
Gecenin dördün de
Eli telefona gitti
Her aradığında anasını başkaları çıkıyordu
Saatin tik taklarıyla
İçim titrer buz tutar gözyaşımı
Her gün dudağıma dolar anlamız sözler
Parçalanır ömrümün kırışıklıkları
Sevgi ile öfke arasında gelgitlere
Karışırım
Odama yansımıyor gün ışığı
Solgun tüm duygular
Tutamıyorum kirpiklerimi kapanıyor
Saatlerin tik takları durdurup uyumak istiyorum
Yeter demek istiyorum titremelere
Yarım kalan düşlere
Yine aklıma düştün
Kahırla dolan sevdamın sessizliğiyle
Yıkıldım
Ezildi dudağımdaki kelimeler gözyaşımla
İçimde olmadık sızının fidanları açtı
Gönlümde açılan yaralar kor bağladıkça
Ölüm geliyor aklıma birden ölüm
Saatin tik taklarında
Kaldırmalara vuran gölgelerde
Ağaç dalların sallanmasın da
Kuşların neşeli ötmelerinde
Gecenin karanlığı gözlerime karışmasında
Akşamın sesini dinle
Hasretin ugultulari karışıyor
Yanağına konan çiğ tanelerini silme
Ozlemlerin yaşları akıyor
Önüne balkona dökülen yaprakları süpürme
Hayallerimin hıçkırıkları dökülüyor
Akşam oldu
Yüreğime sevdanın yaşları akıyor
Ömrüme hasretin perdeleri çekiliyor
Özlemin meyhanesinde yığılıp kalıyor
Hülyalarım
Boş yatağımı soğutuyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!