991- Hayatın zorluklarına karşı direnebilmek ve mücadele edebilmek için insanın zaman zaman yardıma ve kılavuza, ihtiyacı olur. Tıkandığında danışabileceği, bilgisine güvenebileceği kılavuzlara da başvurmak durumunda kalır. Çünkü insan asla tek başına başaramaz.
992- İslam düşmanlarının daha İslam’ın yayılmaya başladığı ilk yıllardan itibaren vizyona koyduğu yıpratma, yozlaştırma ve mümkünse yok etme politikasını hiç bıkmadan, usanmadan günümüze kadar taşımış olmaları ve bu mücadelelerinden de asla vazgeçmemeleri onların İslam dinine olan kinlerini göstermesi bakımından çok çarpıcı bir örnektir.
993- Biz Müslümanların ağır bir vurdumduymazlık ve umursamazlık içinde olmamız ne yazık ki yüce dinimizin düşmanlarının umutlarını ve cesaretlerini taze tutmalarına imkân sağlamakta, bitmek tükenmek bilmeyen kinlerini kusmak için uygun zeminler bulmalarına yardımcı olmaktadır.
994- Değerli bulduğumuz her şey insan hayatı içinde gün gelir değerini yitirebilir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. Bu sebepten değerini kaybedecek olan şeylere insanın tutkuyla, hırsla bağlanmasının mantıklı olan hiçbir yanı yoktur. Çünkü yaratılmış olan her şey fanidir ve sınırlı bir ömre sahiptir, vade dolduğunda yok olup gidecektir.
995- İnsan ne kadar geniş bir pencereden bakarsa etrafını o kadar daha net ve iyi görüp algılar. Tabi aynı zamanda çevresine daha anlayışlı ve hoşgörülü olmayı başarıp doğru bir düşünme biçimi elde ederek doğru bir sorgulamayla görüneni değil görünenin ardındakini görmenin yollarını arar.
996- Her değerli şey gibi özgürlüğün de bir bedeli var ve fiyatı kim bilir belki de kişinin hayatı pahasınadır. Bu kadar değerli bir şeye sahipse insan onu kaybetmemek için gerekirse bu bedeli ödemekten de asla kaçınmamalıdır.
997- Adaleti öne çıkarıp onu üstün kılmak Hakk’ı üstün tutmak anlamını taşır. Hakk’ı üstün tutmak, hakkı sahibine teslim etmekle olur. Hiçbir mazeret bunun tersini yapmayı haklı gösteremez. Adalet kavramının gerçek anlamda tecelli edebilmesinin tek şartı budur. O kadar ki verilmiş hükümden dolayı olumsuz anlamda etkilenmiş olanın bile aklında en ufak bir şüphe kalmasın.
998- İnsanın bu dünyada süreceği ömür süresi içinde başkalarına muhtaç olmayacağı şekilde varlığını sürdürebilmesi için çabalaması çok doğaldır. Doğal olmayan kişinin kendisini bir yarışın içindeymiş gibi hissetmesidir.
999- Konuşmak iyi gelir, dışa döner çevreni görme fırsatı bulursun. Öte yandan yazmak da bir anlamda konuşmaktır aslında. İnsan bu sefer de kağıtlara döker içini. Aynı sonucu bire bir alır mı? Bilmiyorum ama hiç değilse yüreğimizin hafiflemesine sebep olur. Konuşamıyorsan yaz. Onu da yapamıyorsan oku. Bu da bir şeydir.
1000- Her insan yaratılıştan haset duygusuna sahip olmasına rağmen bunu aklın, toplumsal kabullerin ve özellikle dinin buyruklarına uyarak alt etmeyi başarıp, onun etkisi altında kalmaktan kendisini koruyabilme yeteneği var elbette. Ama haset duygusunu tümden yok etmek her birey için mümkün olmayabilir.
Kayıt Tarihi : 18.4.2025 21:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!