Adın Nesimiyse, bu diyarlarda,
Ya derin yüzülür, ya yakılırsın.
Hakikat sırrına ermeyen kişi,
Ne kendini bilir, ne de menzili.
Nesimiysen, kanar kanar yanarsın,
Bir nefes aldı âlem-i ervahtan süzülen,
En-el Hak dedi, deryâlara düştü sözülen.
Hakikat bağında bir bülbül idi özülen,
Yedi kat gök eğildi, secde etti yüzülen!
Kim ki kendinde arar ise Şah-ı Merdan’ı,
Ey can! Dinle bu sırrı, derinden gelen sesi,
On İki İmam'ın nurunda saklı, kadının nefesi.
Ali'yle Fatma, çift Cebrail inen nurdandı,
Biri Zülfikâr'ı çaktı, diğeri eşiği nurlandı.
"Meydan," dedi Aslan, "Fatma'nın teriyle yoğruldu,"
Bir çerağ uyandı gönül şehrinde,
Hakikat şem'ine niyaz eyledim.
Yol bir, sürek binbir, erkan özünde,
Dosta divan durdum, niyaz eyledim.
Ali-yi Velî'dir sırrın aynası,
Ben o kemter kulunum, adım heceden noksan,
Adımı sorma zâhid, harf içinde sır benim.
Gâh Nesîmî olurum, derimi yüzer soyan,
Gâh Kaygusuz Abdal’ım, kaz içinde sır benim.
Melâmet hırkasını ters giydim ezel günde,
Ölüm kol geziyor,
Yaradılanların arasında.
Ölüyor her şey,
Değmeden bir serçenin gagasına.
Yağmurlar demliyor bir ağaç,
Ali’nin zülfikârı düştü aynaya
Kırılan camlarda bin Enel Hak çınladı!
Gölgesi kopardı gecenin kara çarşafını,
Yüreğimizde bir gül bahçesi:
“Dönmeyiz geri!”
Bismişah, Allah Allah!
Figânım var, arş titrer, On İki İmam aşkına,
Canım pervane döner, ol mübarek Şah aşkına!
Medet ey Şâh-ı Merdân, Âlemlerin Fahr-i Ali!
Sen ki ‘Küntü Kenz’ sırrı, ‘La Fetâ’nın ilk cengi.
1. Organometin, yazı değildir; yaşayan bir dokudur.
Cümleler, damarlarıdır; anlam, onun kanıdır.
Okuyucu göz gezdirdiği anda, metin metabolizma başlatır.
2. Her kelime, bir hücre gibi davranır.
Organometin I – “Derinin Altında Yazı”
Nefesimden bir kelime düştü,
vücudum onu yara sandı.
Tenim, cümlenin altını çizdi —
kanla.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!