Damlayı tez duyar, sele sağırdım
Kalkıp her seherde seni çağırdım
Gençliğimde kurşun gibi ağırdım
Savurup duruyor, yel beni şimdi
Çoğalmadı bir gün azım
Kışa döner her yıl yazım
Sen ağlama yeter sazım
Sıra bende, sıra bende
Şeyda bülbül niye kondun dalıma
Yaralar dikenim var demedim mi
El içinde adım çıktı zalıma
Sen gülüm dedin de yâr demedim mi
Bülbül senin gerçek adın Kara mı
Kiminin evi zindan, kiminin yüreği ev
Gülü kim olsa sever, yiğitsen dikeni sev
Ne sıcak terletir beni
Ne soğukta üşürüm
Ne yağmura sitem eder
Ne doludan incinirim.
Varlığı yokluğa, açlığı tokluğa
İnişi yokuşa, tepeyi düze
Seni düşünürken
Fırtınalar kopar
Yüreğimde
Şimşekler ışıtır
Gökyüzünü
Seni görür gözlerim
Sakın bana
Yanlış yoldasın deme
Güneşi arkama
Ayı önüme
Heybemi yanıma aldım
Düşe kalka yürüyorum
Kuşlar gibi yuva, yapsak dallara
Sonbaharda fidan diksek çallara
Elimden tutsa da düşsek yollara
Yorsa yokuşlarda, yâr beni beni
Sözüm kâr etmedi sana
Eridim ben yana yana
Belki inanırdın bana
Yüreğimi yarsa idin
Felek yuva bozmaz idi
Yüce dağdaki sümbülü
Kokla Yaradan aşkına
Yitirme derdiğin gülü
Sakla Yaradan aşkına
Deva idin sen her derde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!