Seni dil ile anlatamam
Ne sözcüğe
Ne söze sığarsın
Artık ellerim konuşacak
Heykelini dikeceğim
Belden aşağı sarkacak
Güneş doğarken
Kirazları suluyorum
Dokunduğum dal
Sen oluyorsun
Havayı ciğerime
Şu kahpe feleğe gücüm yetmiyor
Kıralım belini gel de barabar
Sevdanın kervanı sensiz gitmiyor
Yoralım yolları gel de barabar
Sen gittin gideli bacam tütmüyor
Uykusuz şehrin çocukları
Sokak sokak
Omuzlarında ağır bir yük
Belli
Onun için kalmışlar ufak
Kir değil yüzlerindeki
Kuru yerde biter geven
Yarı yolda kalır even
Bağındaki gülü seven
Dağın gülüne bakar mı?
Sevdaya vurulmaz duşak
Dünya dolmaz idi gölün
Gözyaşlarım sel olmasa
Böyle açmaz idi gülün
Bülbüldeki dil olmasa
Aşığım ben bir karaya
Seni ilk gördüğüm gün
Yeşiller giymiştin
Baharı müjdeleyen
Çiğdem gibiydin
Dün gibi hatırlarım
Dalga dalgaydı saçların
Söz kurşundan ağırdır, güle zinhar es etmem
Söyleyen söze dahil, hiç kimseye pes etmem
Bağını sormadan üzümü yeme
Rehberin yok ise, dikkat et ime
Esamen okunmaz fakirim deme
Karunu kim tanır zengin olmasa
Ağırdan yüz bin kez ağırdır elem
Yolun ortasında durmuş
Orta boylu bel otuz beş
Saçları gerdana vurmuş
Zülfündeki tel otuz beş
Kaldırıp baktı başını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!