öğlen sıcağına sığınır gibi
ağır ilerlerdim bana soğukluğuna
kalbim her zaman mahalleliydi çünkü
serseriliğime güvenmeyen telaşlarına...
öğreniyorum tek başına kalıp beklemeyi
zamanın kanadı kırık
yollar bitse
an geçmeyecek
seni asla bulamayacağım
şimdi daha çok izlemeleyim
yokluğunu mevsimlerde
benden uzaksın ayrılığa yerim yok bulutunda
kar boranım bahara yüzüm yok sensiz gülmeye
öykümüzü emanet ettiğimiz gece yıldızlarla delik deşik şimdi
sen hiç benim değildin ki sabaha teslim olmadın bir türlü
sabaha teslimiyetin
gözlerinin kurşunladığı yüreğimin
beni alırdın
mevsimler nedense hep sonbahar
ama kışa yakın zamanlar
alırdın
gökyüzü gri ve açık kırmızı kederiyle
beslerdi gözlerimi
ve sen çekip gidersin
kısa sürer müebbet
hayalin kumral kırılır
ben esmerleşirim düşlerinde
ben herkesin aynısıyım senin gözünde
ben kaybetmeye değmem
her akşamın sabahı vardır
benim yok
ve bazen sert rüzgarlar eser baharında
sofrasında merhametin
ben kaybetmeye değmem
günleri saymak gibidir seni aramak
son durağı olmayan belirsizlik
içinden çıkılmaz girdaplar gibi
raksederken kalbimin dehlizlerinde kıvılcımlar aşka
ahenksizleşir gündüzler
kekelemeye değer birşey kalmaz geceden sabaha
ağaçlar yorumsuzlaşacak biliyorsun
tarih de unutacak birgün yüzümüzü
kimbilir hangi takvimden kaçıncı yaprak kopmuş olacağız
ağustos güneşli vadilere ıslık olduğumuzu
kimseler bilmeyeck
sensiz yakalandığım
ölüm ölüm değil
yağmur yağmur
sana değsin yağmur
yunsun damlaları yüzün
koridorlu bir ayrılıktı
saçlarını düşürdüğün yoldu
güneşte eskidi yüzüm
aramakla yabacılaştım sevişlerini
yaşamının güncel seremonisine
Bravo öğretmenim. Başarılar diliyorum. Bir perde açılır biri kapanır.