Gel şurda iki tek atalım
Birazcık efkâr dağıtalım
Suya türküler söyleyip
İki lafın belini kıralım
Gel iki kadeh şiir içelim
Yitip giden emeklerime mi
Solup geçen gençliğime mi
Dünyadan büyük derdime mi
Hangi birine üzüleyim!...
Dalda ki kurumuş gül'e mi
Yeni nesil… ilgiyi aşk sanıyor.
Cinsel dürtüler… mantığın önüne geçiyor.
Karşılık görünce… pembe bulutlara savruluyor.
“Canım”… “aşkım” derken… (//)
Bir gün… hepsi yok oluyor.
Yüreğimde kapanmayan bir yara olarak kalacaksın belki!
Belki de zamanla yaram kabuk tutar, alışırım yokluğuna, kim bilir?
Ama şunu bil ki; paramparça olsa da yüreğim,
Sırf burnun sürtsün diye, bu aşkı maziye gömeceğim!
Senin üstüne titredikçe, sen kendini vazgeçilmez sanıyorsun!
Ne denizler gezdim, gördüm gözlerinin renginde…
İlahi bir aşk filizlendi yüreğimin derinliklerinde…
Yüzü güneş, gülüşü cennet, saçları alev kızılı…
Soruyorum: Melekler iner mi yeryüzüne bu devirde?!
Sen hiç sevdiğin tarafından terk edildin mi?
Ağladın mı, yandın mı benim gibi hasret ateşi ile…?
Yâda umutların söndü mü bir anda…?
Sığındın mı hiç gecenin zifiri karanlığına...?
Hiç dertleştiğin oldu mu mesela yıldızlarla...
Utandığın oldu mu hiç aynada kendinle yüzleştiğinde?
Binbir türlü dertler içinde
Geçiyor ömür bir biçimde.
Sevinci de, kederi de içimde—
Yaşarım kimseye belli etmeden.
İnsanoğlu hiçbir şeyden memnun kalmaz,
Sensiz hiç tadım tuzum yok,
Dünya malında zerre gözüm yok.
Alnıma yazılan kedere sözüm yok,
Ölüm Allah’ın emri, çözüm yok.
Gözlerin güneş'le yer değiştirse;
Yer-gök aşktan var olur…
Gülüşlerin takvimlere nakşedilse;
Bütün mevsimler bahar olur...
Dünyadaki insanlardan bana ne
Benim için sensiz dünya virane
Aşkın rüzgâr misali ben pervane
Dönüp duruyorum deli divane
Senin aşkından içmeden serhoşum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!