Detaylar bütünüdür, hayatın tüm ayak sacı
Küllese de yürekleri, uçup gitmez hiçbir acı
Geri getirmez mutluluğu, ağlasa da ana bacı
Yaşamamalı acı sinede, edilmese de baş tacı
Faniler yolcuyken sonsuza, soğuk ecel hancı
Yıl bin dokuz yüz on iki, aylardan Nisan
Titanik’e yolcu dolduruldu binlerce insan
Herkes diyordu; bu gemi asla batmaz
Batmak bir kenara yan bile yatmaz
Sözünü ettikçe anıların
Basıyor beni hep ter
Haklısın, biliyorum
At sevdamı, yere ser
Benim için kalbinde
Kaldıysa bir noktalık yer
Bir oturumluk, dünyamsın sandalyem
Yaşamımda ki en büyük hediyem
Yıllarımı dakika, dakika yaşadığım
Ve kitaplaşmamış olan bir hikâyem
Dört mevsim, dört tekerlek taşındım
Gittiğin o gün bende deprem oldu
Yolunu gözlemek kaderim oldu
İstemesem de göz pınarlarım doldu
'Özlüyorum' de tırnak içinde
Gurbette ki hasretin bende azarken
Rulo bir beze sardılar aşkı
Asırların dipsiz ötesinde
Güneş Tanrısı RA gibiydi şavkı
Söndürüldü karanlık örtüsünde
Tümülüsün giriş kapısında başladı, aşkın tarihi
Sabahın ilk saatleriydi
Hala devam ediyordu yağmur
Geceden beri
Küsmüştü içi boşalan bulutlar
Sevindirmişti yeri
Ruhumu sıkıyor, yalnızlığın
İşte bu, en büyük sıkıntım
Üstüme geliyor duvarlar
İşte bu, enkazda ki yıkıntım
Bir işaret verseydin duvarların ötesinden
İşte bu, beklentidir tek takıntım
Üveys adında bir çoban yaşardı; sıcak Yemen diyarında
Takva noktasında yemen\'de kimse yoktu; onun ayarında
Yaşlı ve hasta annesine hizmet etmekle geçerdi; ömrü
Az kazançla çok hayır yaparak, geçinirdi tam kararında
Her daim konuşurdu; ayet ve hadis dayanaklı sözüyle
Toprağın zerresinden, güneşe
Yeşeriyor gülümseyerek, gülüm
Ve ufkun ince çizgisinden, göz kırpıyor
Zümrüt yeşili ölüm
Turuncuya çalıyor, sarılar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!