Erguvan denen, bir kuru çalı
İlkbaharda serer, pembe halı
Nisandan, Mayısa doğru çıkalı
Yirmi günlük erguvan zamanı
Tarihte mühürlü, mor imgesi
Yüreğinde hissetmiyorsan hafif bir huşu
Hacda zemzemle yıkanıp, alsan da duşu
Kaçar gider elinden, kalbinin vicdani kuşu
Tutmak istiyorsan kuşu, kalsın yüreğinde huşu
İnanç hassas bir değerdir, değildir bir hobi
Başka bir inanç, nasıl görebilir İslami bir fobi
Saygı gösterelim birbirimize, olması gerektiği gibi
Haç ne ayrıcalı kazandırıyor, Hıristiyan kardeşim
Batıda yaşamak vermez, özel bir değer ve hak
Saklamıyorlar artık aşkı nazardan
Elde ediliyor pek çoğu pazardan
Ne ardan anlıyor, ne de azardan
Kuvöz saksıda büyüyor ikinci el aşk
Aranmıyor artık, eşlerde dengeli seçim
Hani öylesine bir duygu kaplar ya insanı
İçinde anlaşılmaz bir gariplik hissedersin
Gezersin ya bulutlarda, yaşatırsın her anı
Sonra aniden düşer, tepe taklak gidersin
Hani nefret ederken, sevmek ister ya insan
Geçiyor ömür, varmalısın artık farkına
Anlamadan gençlikte esiyor fırtına
Biriktirme günahları geldiğinde hasat
Alamazsın bu kadar yükü sırtına
Hasat fırtınası bu, ağır hasarlar açar
Yüce peygamberin kelamıdır, Hadis-i şerif
Onun, bunun aklına göre değildir, bu tarif
Okuyunca anlar, izanı olan her bir arif
Arifler üstü bir kelamdır, Hadis-i şerif
Her ayrı konuda toplumsal sosyoloji içerir
Doğduğun o gün, avazın çıktığınca ağla
Yıpranmış, örselenmiş kalbini arada bir yağla
Çöz kelepçelerini hayatla bağladığın, ellerinde ki nasırla
Mezarı kendine değil, kendini mezara hazırla
Hava soğuk
Hem de çok soğuk
Donduruyor yürekleri
Nefesler boğuk
Altımda eski bir branda
Ay gülümser geceleri
Tebessüm eder yıldızlara
Beyaz bir damladır siyahta
Çünkü ay beyazdır
Güzel bir kız gibidir yüzü




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!