Yollar gitmekle bitmiyor, kömür gözlüm
İçini karartıyor, asfaltın kömür karası
Kömür gibi mazi vaat ediyor, aşkın
Hasret yine tetikliyor özlemi
Sana olan özlemi
Yenemiyorum bu duyguyu
Atsak da rengimize istinaden çentik
Aynı vücut diline müsaviyiz, identik
Kendine cezp etti, zenci sevgilim
Arada ki deri farkını birlikte yendik
Kuraklığın makûs kaderi Afrika
Bir çiçekti, avuçlarımın içinde Cumhuriyet
Toprağında can buldu, kökünde hürriyet
Ne meşakkatlerle büyüdü, ödedi büyük diyet
Fırtınalı rüzgârlara dayandı, ağaçlandı cumhuriyet
Zorlu yolları aşarak geldik, yıl iki bin yirmi üç
Sen gittin ya, buralardan,
Rüzgar hiç böylesine esmemişti.
Yağmur, kudurmuşçasına,
Hiç böylesine kendinden geçmemişti.
Gidişine üzülen bir tek ben değilim,
İşte rüzgar, işte yağmur,
Fitnelerin çoğalarak, yayılmasını
Haramların meşru helal sayılmasını
Güneşin batı yönünden ayılmasını
Orta Doğu karışıklığını hatırlatır
Ahir Zaman
Özgür bir kuşum ben, uçar giderim
Sevdalar diyarına doğru, açar giderim
Kalbimde ki bu sevgiyi, saçar giderim
Aşkları kanatlarımda ben taşırım
Açık denizlerin kuşu, beyaz albatros
Alma garibin ahını, çıkar aheste aheste
Bir can uçuyor yuvasından, altın kafeste
Yakalayıp perçeminden eritiyor ecel, son nefeste
Bize rahmet et, ey alemlerin sahibi
Taşıdık yıllarca, bu dünyanın yükünü
Allah’ım
Sen, evvelsin hem de ahirsin
Şefkat ve merhamette mahirsin
Allah’ım
Sen, gönüllere sultan, başa taç
Yürürken,
Titremesin ayakların.
Ağlarken,
Solmasın yanakların.
Konuşurken,
Kurumasın dudakların.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!