Bulutlar bile küsmüştü o güne
Hüzünlenmişti yağmurlar
Ve tadı yoktu güneşin
O gün başka gündü zira
Düşmanın tozlu çizmeleri, ayak basmıştı Bursa'ya
Bursa alışık değildi böyle bir güne
Gözlerim kapalı, hissetmiyorum dünyanın ahengini
Adını duyuyorum ama, bilemiyorum cümle rengini
Göremiyorum bak, çünkü buna gözlerim engel
Uzat ve tut ellerimi, bekletmeden hemen gel
Duymuyor kulaklarım, kuşların güzel seslerini
EY OĞUL
O, saf yüreğinle ve pamuksu minik ellerinle tutardın elimi,
Gülümserken meleklere, büyümüşlüğün süslerdi hayalimi,
Ey oğul, büyüyüp de delikanlı olsaydın derdim,
Derdim de, sevgini kalbime batırır gömerdim.
Duvar
Soğuk duvar
Yıllanmış arkadaşım
Gece yatarken, sana bakar yatarım
Sabah kalktığımda sana bakar kalkarım
Şu kadersiz yüreğime, ne ağıtlar yakarım
Büyük olur, erkek gibi erkeklerin yüreği
Düşünmez ölümü, verir aşka her şeyi
İhanete bürünür, anlatmazsa gerçeği
Zor geldiğinden, erkeklerde ağlar
Ender olur, hakiki erkek ağlaması
Efkârından hüzünlenip de, bir sigara yak
Al albümünü eline, geçmiş resimlerine bak
Canlandır sevgilini duvarda, kafana tak
İmkânsız aşk dedikleri, bir çıkmaz sokak
Yağdırmazsan yağmurunu, çöldür kurak
Hüznün ortasındayım yine
Bir mutluyum, bir mutsuzum
Bugün senin doğum günün
Bundandır kanayan sızım
Hediye ettiğin o çakmakla yaktım mumları
Gerçekleşince haberin en büyüğü
Bozar batıl anlayışında ki büyüyü
Şok haber değil, dünyada ki savaşlar
Bu haberden, tüm fitneler yavaşlar
Tek buluşma yerimizdi, Dilek Ağacı
Yağmur sırılsıklam ıslatsa da
Dilek tutardık, dallarına yemenili çaput bağlayarak
Ve ebedi vuslatımıza ağlayarak
Ne bilirdik yaptığımız işin hurafe olduğunu
Bir gün
Ellerini soğuktan oğuşturup, sobaya yapıştıysan.
Yarınların endişesiyle, avuçlarını çenelerine dayadıysan,
Torniston elbiselerinle, sıvasız duvarlara yaslandıysan,
Ve eski resimlerin üzerine gözyaşı akıttıysan,
Beni o zaman anlarsın.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!