Gözlerim kapalı, hissetmiyorum dünyanın ahengini
Adını duyuyorum ama, bilemiyorum cümle rengini
Göremiyorum bak, çünkü buna gözlerim engel
Uzat ve tut ellerimi, bekletmeden hemen gel
Duymuyor kulaklarım, kuşların güzel seslerini
Gerçekleşince haberin en büyüğü
Bozar batıl anlayışında ki büyüyü
Şok haber değil, dünyada ki savaşlar
Bu haberden, tüm fitneler yavaşlar
En ufak bir kıvılcım yeter, ormanı yakmaya
Ağaca yaslanırken, dertleri kafana takmaya
Kuru yaprak üzerinde, sigara ateşi çakmaya
Söndürmeden atma kavını, kibritle oynama
Yaktığın ormanı, gözyaşınla söndüremezsin
Bulutlar bile küsmüştü o güne
Hüzünlenmişti yağmurlar
Ve tadı yoktu güneşin
O gün başka gündü zira
Düşmanın tozlu çizmeleri, ayak basmıştı Bursa'ya
Bursa alışık değildi böyle bir güne
Anlaşıldığı gibi adından, adı internet
Her şey elinin altında, her şey net
İster alıştır kendini, ister et ret
Her şeye rağmen, ihtiyaç internet
Ne kadar çeksen de duygularına set
Sığdıramıyorum artık tüm bunları yüreğime
Bir yandan ihanetlerin
Diğer yandan nefret tohumların
Sensiz zorunluluklarım
Ve senli sorumluluklarım
Tüm duygularıma çekmişken rest
Hasretin ediyorken sürekli test
Özlenişlerin etmiyor beni mest
Çıkıp gelerek, yapsaydın bir jest
Kötü duygular döküldü yere
Yağmurla birlikte
Kötülük barındırıyordu her damlası
Akıyordu birikintileri Yassıada’ya
Bir ürkü hâkimdi, sıvasız duvarların içinde
Ve bunu hissetmişti kuşlar
Dünyaları aştım, hava boşluğunda
Yer çekiminde, gönül hoşluğunda
Asbestten yanmaz bir elbisem var
Etrafımda saydam havadan duvar
Sen kalbimi ateşleyen, artı not
Ben sana sevdalı, dünyalı astronot
Orta yerde bir masa
Masanın ortasında sen
Sıcaklık değerken serinlerime
Kar yağıyor
Masa ile ikinize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!