Zifiri gecenin kalbinde oturup
Kapkara isli bir çaydanlıkta
Kaynayan çaydan dinler neyini
Yıldızların cümbüşünü seyrederek
Çaydaki ayrılığın kokusunu içerek
İnsan körfezinde biriken kansa
Ilık bir ölüm duygusu dalgalanıp
oyulur içime
biz ki aşka yaslanmış bir davaya adanmışız
içtikçe susuzluğumuzu artıran
bu aşkın keskin bakışına sorgulanmışız
Uçup gitti gönül dünyasından güvercinler
Uçup gitti gönlüm güvercinlere
Güverteciler yaralı, alabora oldu aşk gemisi
Gülüşlerim ıslandı, düşlerim yandı suyun içinde
Aşkı buldular hayat enkazının altında serüvenciler
Saçlarımda sicim sicim yağmur
Sönmüş Umutlara Karşı Yıldızlar
Umut pazarında yetim kalmış bir çarşıda
Yalnızlığın can penceresinden
Parlayan yıldızları seyretmek
Sönmüş umutlara karşı
(Zihinsel engelli bir çocuk olan Basri ŞENGÜN’ ün
sınıfta gözlerini kapatarak okuduğu şiir) .
Neden ağlıyorsun
Halepçe ah helepçe
Helepçe kolumdaki kelepçe
Alnımdaki kan-ter değil
Alnımdaki hançerdir
Omuzlarım üstünde kurulmalıdır
Sizin şehriniz yeni baştan
Boşlukta düşüp kayboluyor kentler yığını
Bir toplum ki hayalsiz fertler yığını
Bir insan ki kemiksiz etler yığını
O halde söyleyin bana
Kim isyanları besleyecek göğsünden?
Kim çocukları büyütecek bu isyandan?
Yüreğin açılmış aşk vadilerinin kokusuna
Gözlerinde kırlangıçlar dolaşıp gezinir
Soğuk su pınarları için kayalar delinir
Çocuklar gökyüzünde yağmurun kapısını açtı
Gözlerindeki renk ebemkuşağını da aştı
Tut ki yüreğin orta yerinde amansız bir yangın tutuşmuş.
Tut ki beyin kanalımda zamansız bir devrim nöbeti tutmuş.
Ne kutup soğukları, nede buz mağaraları dondurabilir
Hangi güç söndürebilir içimdeki devrim ateşini
Ne zaman seni düşünsem, görsem düşümde ne zaman
Sıcak bir duygu girip akar tüm damarlarımda
Çağlayan bir ırmaktın denizlere sığmayan
Muştu kokan ellerin umut damıttı zindana
Hayat getirdin duygular mezarlığına
Mangal üstü sevdaları taşıdın yüreklerimize
Soylu duruşlar sakladın
İçinde aşk olan gecelerde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!