Sana da açık bir kapı bırakıyorum
Cehde susamış bu boş yüreğimde
Ölümü vuramayan silahlar
Nasıl vurur insanları
Bense güller atarım çocuklara
O gülücüklerle, güllerle
İtiraf etmeliyim
Aşkın kızgın demiri ilk kez dağladı yüreğimi
Ve itiraz etmeliyim
Şu umarsız dünyada
Bilmem kaçıncı kez ateşledik fitilimizi
Ama İbrahim’i yakmayan o bitimsiz ateş
Yakılmış kentler arasında onarıldı barış
Yakınlarım yıkımlarımın üzerine bastı
Ölmüş duyguların mirasçısı oldum,
Başka bir şey kalmamış olsa da
Pamuk şekerlerinin arasında uçuyorum.
Birden kurşunlar saplanıyor bedenime
Ah bir kuş olabilsem
Gönderebilsem yüreğimi yanına
Ah bir ebabil kuşu olabilsem
Uçup gelebilsem semalarına
Atabilsem yüreğimdeki şu bombaları
Ayaklarımdaki taşları fırlatabilsem
İliklerim düğüm düğüm
Saçlarımda kırağı
Umut dolu içim dışım
Kitabın sürmesini çektim gözlerime
Seher vaktinin gebe ışığında gördüm
beyaz düşlerimi
Ey bir tarafta sevgileri bir tarafta hüzünleri besleyen kalbim,
Ey Leyla ile Mecnunun aşkına es değer bir aşkı büyüten kalbim,
Ey duygularımı kanatıp içimi kan gölüne çeviren yabancı,
Ey içimde birike birike esrarlı bir yara haline gelen sancı,
Al götür beni umutların tükendiği beldeye.
Ağlaya ağlaya yaşarsın çile denizi olan zamanı
Ellerinde hüzün sarısı bir demet çiçek
Yüzünde zamansız bir mahcubiyet
Vücudun üstüne yığılmış külçe keder
Ne haldedir yüreğin biliyorum bu bir kader.
Her dem taze tutulmuş anılar buharlaşır
Ey akan kanlarda gözlerimi yakan çocuk,
Ey gözlerimi kan çanağına döndüren çocuk,
Ey bombalar altında yüreğimi yakan çocuk.
Ey Gazze’nin hüzün bakışlı çocuğu,
Ey Kafdağı’nın ardında saklanan nazlı sevdam,
Sen Halep
(Kutlu bir gülün sevdasını savunan adama ithaf ediyorum.)
Gülün sevdasına giden yolda
Uğradın bir gönül kavgasına
Gülün sevdası yüreğimi dağlar
İki gözüm iki çeşme ağlar
Umutsuz bir gece vakti
Ansızın girdin kalbime.
İliklerimde hissettim seni
Titreyip inledim sessizse
Yakamozlara kaçtım,
Yalnızlıklara sığındım bu gece.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!