*Mustafa Şahin abiye…
Asr-ı saadetten alıp misalini,
Diyar diyar göçenlerin
Destanıdır bu...
Gün, günmüş; dün gibi
Üzerine kara bulutlar çökerttiğimiz gün gibi
Nerde kalmış, bilmem, o şanlı mâzimiz
Elden ele, dilden dile dolaşan tarihimiz
Şeydâ bülbüller, şakımaz olmuş şimdilerde, dün gibi...
Şu gurbet elde
Bin mislidir yalnızlığım.
Bunaldım,
Geceler, gözyaşımla ıslandı.
‘Âh’ıma şahittir, şu dört köşe duvar.
Kimsesizlik denizinde boğulmaya
Aşk.. hasret demekmiş
Deryalara sığmaz bir sevdanın
Kucağına düşmüşüm ben..
Aşkın sürgülü kapıları önünde
Dili bağlı bir avareyim.
Dürülmüş mektuplardan
Şimdi yollar uzayıp gidiyor
Ayağımın altında.
Ben, uzun yolların
Garip yolcusu;
Bir titrek sesimle,
Bir buruk yüreğimle...
Bırak tereddüdü, bırak gafleti.. Rabb'den gelen emirler
Birer atâyâdır, Safrâni, öp-koy başına
Bırak ma'siyeti, bırak isyanı da O'na râm oluver
Yoksa mahzun olursun, bakmazlar gözyaşına...
27.04.2000
Dün gece, seni gördüm düşümde
Huzur veriyordu gönlüme, bakışların.
Sen varsın artık, sevincimde, gülüşümde;
Sensiz hayat, bana, en çetini kışların...
07.02.2005
Çok erken yaşta düştü şu gurbet ele yolum
Gariplik.. iliklerime dek hissediyorum
Bilmezdim hasret nedir; gör ki derinden tattım
Her ağan günle hicranıma, bin hicran kattım
Kimsesizlik denizinde kimse ararken
Kimsesizlik, bırakmaz oldu yakamı.
En acı zehri, merhem diye sararken;
Bunca ızdırabın yanında, firâkın revâ mı?
Gözyaşlarımı, inan yüreğime akıttım;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!