Bakışım mıhlanır meçhul ufuklara yine
Sensizliğin sızısını duyarım derinden
Bir kar tanesi olup erir hayallerim
Sensizliğin sızısını duyarım derinden
Şimdi tatlı sesinin özlemi sarar ruhumu
Gözüm başkasını görmez a gülüm;
Ne Leyla, ne Şirin, ne de Aslı.
Başka işkence aramasın cellat;
Senden ayrılık en ağır zulüm.
Yüreğimde hüzün; gözüm her daim yaşlı.
Hayli zamandır, sohbet-i cânânda, ağabeylerim;
Gönül nasıl dayansın ayrılığa, elbet özlerim!
Gelindiği gibi gidilir bu yerden, kaderdir;
Yol yol uzanan, ayağımızda, kutlu bir seferdir…
Öldüğüm gün, başkaları üzülsün, ben bayram edeyim
Herkes mâtemde iken, o an cennetleri seyredeyim
-2000-
Sen, gönül bahçemin eşsiz çiçeği,
Sen, rüyalarımın tatlı meleği.
Sakınıp bakmaya kıyamadığım
Nazlı gülüşüne doyamadığım...
11.02.2005
Sen gittiğin gün gözyaşım seylab oldu aktı
Sineme indi zağlı hançer, derinden yaktı
Sen gittiğin gün gök yarıldı, karardı dünyam
Yıldızlar döküldü bir bir, sensiz kaldı rüyam
'Sen, sen..' yâdımdan düşmez bir 'sen' vardın dilimde
Her giden, hicran mızrağını saplıyor sineme
Sen de gittin ya, artık gelemem kendime...
-2000-
Üzülme n’olur,
Hüznün gönlümde köz olur.
Ağlama n’olur,
Gözyaşın yüreğimde iz olur.
Ümitle bak âtiye,
Döner devran;
İlerlemek mi, adımlar hep gider geri
Cüceler devliğe yeltendiğinden beri...
-2000-
Rüyamda gördüm, ta tanımadan evvel, bir gece
Tatlı nağmeler döküldü dilinden, hece hece
Sonra, bir gün gördüm seni; gülüşün, tebessümün..
Bakışların ok oldu saplandı sineme, büsbütün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!