acı bakış,
acı bir ninni,ağıt,
annelerin yüreğinden mama olur,
bebelere kundakta yedirilir,
anadoluda,
kimi haticedir boluda,
Ey camiin çeşmesinden özel aracını yıkayan bedbaht.
Bilmez misin ki haramdır.
Yetimin hakkı vardır o suda.
Bilmez misin ki yoksulluğa neden olmaktasın.
Namazını kılsanda, orucunu tutsan da, haramın hesabını vermeyeceğini mi sandın.
Haramla yıkadın arabanı, daha kirlendi, açların nefesinin kokusunu, yoksulların gri yüzünün rengini verdin arabana.
hamal geldin 
hamal gittin
cigaran,kasketin,yeleğin,kabanın
yere düşen bakışın,
nedenini bilmedin
hamal geldin,
Her akşam masal anlatalım kendimize,
Masal dinlemedim, anlatan da yoktu,
İhtiyacım var masallara,
Bir yerim eksik kalmış gibi,
Çeliğim olmuşta çomağıma sahip olmamışım,
O yüzden mi oyuncakçılara hasretle bakarım hala
İnsan yalnızlaştıkça devlet kutsallaşıyor.
Dostluklar geçmiş zamanlarda kaldıkça insan sırtını, yüreğini, elini uzattığında karşılık bulamayınca sığınacak bir liman arıyor.
Devlet dolduruyor bu dostlukların yerini.
İşaretin ne olsun,
Yaşamını insanlığa, sevgiye, saygıya, hoşgörüye, anlayışa, paylaşmaya, eşitliğe, başkalarının haklarını korumaya adamış olan insanların alınlarında onların iyi doğru, dürüst insan olduklarını gösteren işaret bulunmuyor ki.
Karıncanın belini incitmeden yaşamaya çalışan, yaşadığı her anın değerini bilen, soluduğu havaya saygı duyan, düşündüklerinden evrenin kirlenmemesi için düşündüklerini sırat köprüsünde yürüten insan dostlarının alınlarında sevda adamıdır diye de işaret bulunmuyor ki dost.
…
İşaretin ne olsun,
Yaşamını insanlığa, sevgiye, saygıya, hoşgörüye, anlayışa, paylaşmaya, eşitliğe, başkalarının haklarını korumaya adamış olan insanların alınlarında onların iyi doğru, dürüst insan olduklarını gösteren işaret bulunmuyor ki.
Karıncanın belini incitmeden yaşamaya çalışan, yaşadığı her anın değerini bilen, soluduğu havaya saygı duyan, düşündüklerinden evrenin kirlenmemesi için düşündüklerini sırat köprüsünde yürüten insan dostlarının alınlarında sevda adamıdır diye de işaret bulunmuyor ki dost.
…
Masal,
Masalından uyanmıyordu.
Kendisine anlatılan masalı o kadar özümsemişti ki.
Masalı ile yaşayacak masalı ile son bulacaktı yaşamı.
Her sınırın, memleketin, devletin, toplumun masalı farklıdır diye öğretilmişti.
Evrenin tek bir masalı var denilince hiddetleniyor, köpürüyor, saldırıyor, masallardaki o korkunç yaratıklara dönüşüyordu.
Seni aç bırakırlar,
Gelin olursun,zulüm ederler,
Kadınlık uğruna dayağı da,hakareti de çekmelisin derler,
Töreler,gelenekler,saçı ağarmış,cigaraya,dumanına bulanmış erkekler,
Namus derler bacım,katlanmalısın,yarının sabahı var derler,
Derler ve zulümede devam ederler,
Halkın yaşantısında olumlu değişiklik yaşanıyorsa,
Halk barış içinde yaşıyorsa,
Daha fazla süt, et tüketiyorsa,
Daha fazla seyahat ediyor,yaşamın olanaklarından daha fazla yararlanıyorsa,
Uğradığı haksızlıklar karşısında haklarını alıyorsa,
Yaşamını daha iyiye, daha güzele, daha sağlıklı, daha huzurlu kılmak için çaba gösteriyor, bu bastırılmıyorsa,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!