Kalemimi kırıp,
Düşüncelerimi,
Darağacına assam,
Sonbaharda,
Ağaç üzüntüden
Yaprak döker mi?
Kuru dallarımızın,
Kışın soğuklarına,
Sert rüzgarlarına,
Katlanmasının,
Gerçek sebebi,
Taze yapraklara,
Tuz ruhu, kireci
Çivi, çiviyi söker.
Bilen, soruyu,
Bağlayan,
İpini çözer.
Dualarımız,
Dedim, benim mutluluğum olur musun?
Dedi, senin yanında ben mutlu olurum.
Dedim, sen bensiz kalsan üzülür müsün?
Dedi, Hak'tan uzaksan senin için üzülürüm.
Dedim, gönlüne sen beni düşünür müsün?
Dedi, Allah yazmış ise seni bana düşünürüm.
Bir ses gelir, aklıma girer,
Beni apansızın ikiye ayırır.
Düşüncelerimi sorgulatır,
Kendisine mahkum bırakır.
Bir ses, bin bir düşüncede,
Bir kürek alıp,
Mezar yerini,
Hazırlamalı insan.
Bir kürek de olsa,
Ölümü hatırlamalı.
Bir tek sözün vardı,
Gönlümü kucaklayan.
Beni benden alan,
Yüreğimde kalan.
Bir tek söz bıraktın.
İnsan olana yaşamak denen şey,
Sadece nefes almak olmamalı!
Atılan taşın başı yarması tabi ki de,
İrade verilen insandan sorulmalı.
Koyunlarını çobana emanet eden,
Güneş vardı, karanlık araya girdi, bitti.
Aşk vardı, hüzün habersiz geldi, bitti.
Umut vardı, gözden fer olup, akıp gitti.
Sevgili vardı, sevgisi bitti, bırakıp gitti.
Ne büyük bir yüktür,
Katlananlara hafiften tüy.
Katlanamayanlara,
Ağırdan daha ağır bir yük.
Ne ömrün ilk demidir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!