Bazen odadaki tüm ışıkları kapatıp,
Oda kapısını üzerimize sıkıca kilitleriz.
Sadece sesimizle başbaşa kalırız,
Söyleyecek onca sözümüz vardır,
Ama bir türlü kendimize dinletemeyiz.
Boğazımıza sözlerimiz sıra, sıra,
Sözlerin kulaklarıma
Küpe olmamış olsaydı,
Çocuksu bakışlarına,
İnancımı yitirmezdim.
Sevgimizin hatırına,
Kadınlar hassas,
Erkekler kırılgan,
Dünya fırıldak,
Gelmişsek alemi cihana,
Gideceğiz muhakkak.
İnsan bunu bilmeli,
Ruhlarda estetik olmuyor.
Kırılan gurur dikiş tutmuyor.
Dar iğneden kalın iplik geçmiyor.
Soğukta kalan eller çatlıyor.
Yürek yangını sönmüyor.
Gidene durma kal denmiyor.
Ruha her çarpışta
Acı veren kamçı!
Sen ve ben deriden.
Can almak için mi
Cansız kalmışız?
Sesin,
Aşk şarabına müptela olacaksan,
Kevser havuzuna gireceksen iç.
Sarhoş olup unutacaksan içme.
Gönülde ziyasını göreceksen iç.
İçipte, içine iç çekeceksen içme,
Derdine Dermanı versin diye iç.
Her şeyin,
Ucundasın.
Dilimin,
Yastığımın,
Baş ucunda.
Caddelerin,
Sözüm sana ey mah yüzlü dilber,
Sems-i cemalinde bana da yer ver,
Acını, lütfu inayetinle yaşat bana,
Senden gelen her derde deva sensin,
Ölmem vuslatında bir teselli,
Yaşamam kalbimin şikestesi.
Bütün yalanlarına inandın bu şehrin.
Bir seni sevdiğime inanmadın yar.
Ağaçlar yağmura kandı çiçek açtı.
Bir sen açmadın gönlünü bana yar.
Ah! İstanbul kadar güzel sevgili,
İstanbul kadar yalnız kaldın.
Tarlamdaki kemirgen küçük aç fare,
Hükümran olmuş bağa ve bostana.
Yetki ve payesi iki çift kemirgen diş,
Aman vermez rahat durmaz yerinde.
Geldiği kokuşmuş yerleri hiç mi bilmez?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!