Aşka ait ve ona dair ne varsa sendedir ey yâr
Kerâmetin bilmem ki yüreğinde mi saklıdır,
Bahtın karasını çileden çıkarandır sende aşk
Su üstünden kayıp gidendir heyhat bilinmez.
Soruyorum sana ey güzel insan!
Sen dünyamın neresindensin,
Boz bulanık akan suyundan mı
Ulaşılmaz karlı zirvelerinden mi?
Yoksa hırçın kayalıklarından mı
Kuş uçmaz kervansız yollarından mı,
Önlenemeyen bir başkaldırı
Eşiğindeydi zaman,
Talan edilmiş hayatlarda
Gezinirdi aç sırtlanlar.
Vurgun yemiş et parçası
Sessizliğindeydi diller,
Soğuk ter damlasıydı boşanıp
Ağrıda kalbimin sol yanından
Solgun gül yanağına doğru inen.
Alın teri, emek bir de sevdaydı
Yangına susamış kor ateşlerin
Gecenin savrulmuş bir yarısında
Kor saplanınca yüreğine,
Ağla gözlerim, yüreğim ağla.
Belki bir duyan olur
Kalın duvarlardan geçmeyen sesini,
Bir gören olur ölü yüzünü belki,
Beden üstünde
Yüktü can
Zaman zaman,
Mor sümbüllü
Dağlarını özlerdi
Gençliğinin…
-Aksak Dörtlük-
Şiirlerin seni dağıttığı yerdesin
Tek ayak üstünde,
Durmaya çalışıyorsun
Bastığın yerde…
Bir insan, bir acı hayat
Ve bir ölüm kucaklardı,
Ağıtların sığıntısında
Üşüyen mor bedenimi,
Titreyen bir hüzün vardı
Hırsının ekşiyen tadında.
Ey hayat! Söyle bana söyle
Nedir.. nedir senin derdin
Dalga geçiyorsun
Kıyısından hayatın bana.
Kurumuş bir deniz yıldızı misali
Nakışı işlenmiş beyazlıklarda başım
Dayanılmaz ve beter bir ruhum ben
Hapsedildiğim sessiz ölgün bedende,
Koşan kırık ayaklarım vardı ileriye
Birde hızla yol alan kararmış yüreğim
Kaybolduğum şu ıssız labirentlerde…
Tanıtım yazınız çok güzel
Matem ... Yüreğinize sağlık
Şiire dönen kaleminiz herdaim var olsun.
Saygılarımla..