Birinci gün vuruldun ve öldün hemen oracıkta
İkinci gün omuzlardaydın marşların eşliğinde
Kefenlendin ve gömüldün mezara üçüncü gün
Sonra unutuldun sen, senden öncekiler gibi…
Seninle şimdi hayat yolunda Şehid’im hey!
Filistin’i gördüm
Düşümde ey kader…
Çığlıkta acılı analar
Çocuklar parçalanmış
Can veren bedenlerde.
Vahşi, görev başında
Daracık sokaklarında
Geniş bedenler vardı,
Hayatın bol gelen
Elbiseleri içinde.
Palyaçolar gibi dolaşıp
Kaybolur giderdik yollarda,
Masal bu ya… Bütünüyle safiden hınzırca
Kaf dağının ardında kalan malum bir yerde,
Koyu lacivert denizlerin de taaaaa ötesinde
Muhteşem bir ülke, kara bulutlar gerisinde.
Okumuş şövalye boğanın ülkesiymiş burası
Benekleri kurşun rengi parlarmış ayışığında,
Kırıktı…
Gölgelerin üzerine kapanan
Pencerenin bir kanadı,
Aradan geçen rüzgâr
Islık çalıyordu derinden…
Bir gün hayallerim
Gerçek olacak diye
Hayal ederdin her gün
Hayaller arasında,
Gerçeğiyle yüzleştiğin
Ana kadar hayatın…
Şeytanın keskin bıçağı
Sırtımın tam ortasında,
Kan damlıyor kesiğinden
Yüreğimin ince sızısına,
Uzun uzadıya serilmişim
Tam orta yerine hayatın…
Beyazlığında olmak isterdim gökyüzünde
Rüzgara uçmaya çabalayan martının,
Yorulup masmavi denizin üzerine
Dalgaların koynuna sermek kanatlarımı.
Batıp çıkarken derin suların köpüğünde martı
Titreyen dudaklarının ucunda yaşlı adamın
Bir giz vardı fısıltıyla karışık;
‘‘Gözlerimden yüreğime dökülen
İnci tanesi göz yaşlarımda saklı düşlerim,
Ben kirletilmeden önce vardım
Pisliğe bulandıktan sonrada varım dünyanın.
Sen ki önce bir düştün içimde
Sonra düştün aniden yüreğime,
Yaman delicesine sevdaların
Habercisi oldun bir zaman…
Yüreğime dokundun usulca
Tanıtım yazınız çok güzel
Matem ... Yüreğinize sağlık
Şiire dönen kaleminiz herdaim var olsun.
Saygılarımla..