Hep yoksul bir düşünüşün retinasından baktım uzaklara, tükendi gözümün feri
Zamansız merhabaların kuru ağaçlarına astım gövdemi, yıkıldı yüreğimin rahlesi
Yalnızlığın ağlarını attım hep hüzünlü denizlere, kurudu okyanusların derinlikleri
Katran ağdalı bir mutlulukmuş aşk, savurdum yalan kâinatın her karesine şiirlerimi
Şaşkın bir melodinin iyotlu travmasına tutunarak iç sesimin kramplarına yaşam sürmek vaktidir şimdi, sen unutulmazlıklar penceresinden el sallarken mavi gagalı kırlangıçlara. Mevsim kanat çırpma mevsimiymiş yar, gökyüzünün penceresini açarak el sallamak vaktidir aşka.
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;