Güç İstenci, Üstinsan, Bengidönüş gibi özgün fikirlerle tanınan varoluşçu Alman filozof.
Nietzsche'nin felsefe öğretisi, kendi çağına tümden bir karşı çıkış olarak görülmektedir. Kendisinin bütün derdi, insanı akılcılığın kıskacından kurtarıp kendisi üzerinden düşünmesini sağlamaktır. Ona göre Tanrı ölmüştür ve insanlar Dünya'da yapayalnız kalmışlardır. Bu yüzden insanlar Tanrı'dan bekledikleri umut ve istekleri bir kenara bırakıp kendilerini Dünya'ya adamalılar. Böylelikle düşünce ile yaşam arasında bağ kurulması daha kolay olur.
Nietz ...
Öyle bir hayat yaşadım ki
Cenneti de gördüm cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Köprünün üstünde durmuşum geçende
Karanlık geceye bürünmüşüm.
Bir türkü duyulur uzaklardan
Altın damlalar yağardı bir de
Ürperen aynasında suyun
Kararan havayla,
çiyin avuntusu olmaktayken
yeryüzüne doğru,
görülmezce, işitilmeden
-çünkü yumuşacık patikler giyinir
avutucu çiy, bütün avuntuyla yumuşamışlar gibi-
Haykırışan kargalar
Darmadağın uçuşuyor kente doğru.
Neredeyse yağacak kar
Yeri yurdu olana ne mutlu!
Donmuş kalakaldın,
Evet, biliyorum nereden geldiğimi
Daim aç bir alev gibi
Yakıp tüketirim kendimi
Işığa döner anladığım herşey
Geride bıraktığım ne varsa kül
Ateş benmişim demek ki
Kim ısıtır, kim sever beni daha?
Sıcak eller uzatın bana!
Yürek mangalları uzatın bana!
Vurulup düşürülmüş çırpına çırpına,
can çekişenler gibi, ayakları ovuşturulan,
sarsılmışım, ah! Bilinmeyen ateşlerle yana yana,
Sen, ey çalan, gözlerin masum mu sanırsın
Aşırdığın bir tek düşünce mi, aldanırsın!
Kim ki böyle hem şerefli ve namussuz
Yemlen avuç dolusu sana verilenden sonsuz
Al benden olan herşeyi
Ye kalan masumluğu da temizlen ey domuz!
öylesine geniş ki yüreğim bir deniz gibi,
güler yüzün bir güneş ışığınca
tatlı ve derin yalnızlığında,
dalganın dalgaya sessiz karıştığı yerde.
gece mi bastırdı? gün mü yoksa? bilmiyorum.
güler bana o tatlı o sevimli
Oraya gitmek istiyorum, oraya
Artık güvenim var koluma, kendime
Önümde uzanan açık deniz
Bir gemi taşıyor beni engine.
Her şey pırıl pırıl, daha yeni
Burada, adanın denizlerin ortasında çıkıverdiği,
bir kurban taşı gibi birdenbire yükseldiği yerde,
burada, kara göklerin altında tutuşturuyor
Zerdüşt koca ateşini,
yollarını kaybetmiş gemicilere işaret ateşi,
bir cevap verebileceklere soru işareti...
...
....
Filozoflar, bu kavramsal putlara taptıkları zaman, aslında, her şeyi öldürdüklerini, her şeyi şeyleştirdiklerinin, dolayısıyla, taptıkları her şeyi ölümcül bir tehlikenin eşiğine sürüklediklerinin farkında bile değiller.
...
...
Filozoflar, her şeye sonsuzluk açısından bakarak, her şeyi tarihsizleştirdikleri, tarih dışına attıkları, mumyaladıkları zaman, onurlu bir iş yaptıklarını sanıyorlar. Bu nedenle, binlerce yıllardır filozofların bize miras bıraktıkları şey, yalnızca kavramsal mumyalardan ibarettir.
.....
İçgüdüler, zorbayı oynamak istiyorlar; bizse, ondan daha güçlü bir karşızorba bulmak zorundayız...