Merhabalar olsun, merhabalar
Bahar geldi, yine ballıbabalar...
Daktilo ve karbon kağıdı kullanmadan,
Harcamayıp gereksiz çabalar
Bütün bu taraflarda, birden...
Baharı başlattılar.
İkinci Dünya Savaşı yıllarını yaşamış,
Ne kuş var ne kedi ne köpek çevremde...
Beyazıttaki çınar,
Ve Üniversite kapısı da olmasa
Kendimi Kamerde bileceğim.
Mecidiyeköy dutlukları çoktan
ı.
Bizim diyarda Sen,
Sokakta satılır gibisin ey elem,
Bir eşek sırtında ve eşeği,
Kuvvetle muhtemel yakında öleceği,
Bir ihtiyar çekiyor, yürütüyor.
Can akımı küçük bir kediden geçer,
Üç günlükken ölür kedi, daha nice...
Daha nice iletkenden,
Geçmeyi sürdürür akım; Bu gece
Bilmem nedendir sustu şarkım.
Batan günün kızıllığı yayılırken,
UMMAN
(Saz eseri)
Dar bir sokaktı, iki kıyıda evler
İnsan ömürlerinin aktığı
Bir dere yatağını sınırlardı
Akan insanlar hep değişirdi.
Kaz adımıyla yürür içimde karamsarlık,
Ve hayâlin salınır onunla karşıt yönde;
Gittikçe uzaklaşan şarkı gibisin artık,
Yalnızlık hükmediyor bu çok bulutlu günde.
Sevdâ sırlı sularla sürüklendi sâhile...
Kara kumudur kalan kalbimde bozkırların.
Aşk neydi ki...Bir hayaldi,yahut Düş'tü
Bir sırça kadehti aşk,elimden düştü
Yıllarca yüreklerde vefa ummuştum
Birden görüverdim ki,yürekler boştu
Gece, aranıyordu yine arıyordu sızacağı ruhlara yol...
Ruhlar olmasa Gece nedir ki?
Geceler nedir ki...hepsi geçicidir...
Vurulmaktan korkar gece...bu sebepten
Vurur İnsanları canevinden evlerinde...
Vurur insanları tarlalarda, ormanlarda
Zaman adında o kadim Sultan'ın
'Hisar'tesmiye olunan sarayından,
Muhtelif seciyeli şehzadegân,
Arz üzerine dağılmışlardır.
Garp pâyitahtlarına hükmeden büyüğü
Mermer ve çelik seciyeli olmağla,
Kimse kimseye doymadı ki, herkesi herkesin
Herkesi herkesin elinden aldılar
Böyle söylemişti o zayıf,
Avurtları çökük ve parlak gözlü,
Siyahlar giyinmiş, siyah çoraplı hanım...
Böyle söylemişti gıcırtılı
Sayın Sans ve Sayın Kaskaoğlu'na teşekkürler
Sayın Sans ve Sayın Kaskaoğlu'na teşekkürler