Ayaklarım altındaki şu muazzam manzara,
Başım kafa tutar sanki deli rüzgâra.
Ve bu kalp sancısı neyin özlemi,
Gelir mi onca zaman vursam başımı duvarlara?
Ahu fiïgânı inletiyor arşı,
Mesele tek, amaç belli,
Kâbe'yi yıkmak!
Neyin Mehdî'si olacak,
Kâbe'yi yıkarak?
Ümmet diyor, ümmet ümmet,
Belki senin acelen yok, bil ki benim de zamanım.
Bekledikçe tükendim, bitti dermanım.
Yağmur bile ağladı halime, göstermiyor güneş yüzün,
Çaresizlik diz boyu, faydası yok hiçbir sözün.
Ah etmelerim tükenmez arşa ulaştı figanım,
Kanlı bir kin mi,
Kinli bir kan mı?
Ne ara cehenneme döndü memleket?
Sözüm anlamazsan bana mı,
Kendine ihanet!
Yolun sonu şu çukur,
İki metre oda,
İki kürek toprak.
Lâzım olan iki metre bez,
Her varını geride bırak.
Yolun sonu şu çukur,
Bir çocuk iki şehid,
Düştü toprağa civan gibi yiğit.
Yıldızlar kayıyor, güneşler batıyor,
Hilâlin nazına ne ocaklar sönüyor.
Üzüldük, yandık düşen yiğide,
Çocuk diyorlar eli kanlı ite.
İlim derya deniz biz de çölde kum tanesi,
Yoktur elbet imanımızda şüphe zerresi.
Kesilir mi ki hiç Türk yurdunda ezan sesi,
Düşmeyecek dillerden tevhîd cümlesi.
Gerçek acı zor geliyor nasipsize bilmesi,
Aslolan Müslüman gencin kendini bilmesi,
Koştum koştum duruldum,
Çırpındım çırpındım yoruldum.
Sonu yok, yol bitmez ben gittim,
Suç kimde ne ettimse kendim ettim.
Söz çırpınır yazıda kalem çaresiz,
Elden bilme nefsim düşmanlık kendine,
Ne ettinse kendine,
Kendin ettin kendine.
Ah eder mi insan kendine?
Şimdi dövün dur,
Kendi kendine.
Bir yağmur yağar inceden,
Yüreğine vurur sızı inceden inceden.
Kim ölür kim kalır pamuk ipliğine bağlı hayat,
Kılıçtan keskin kıldan inceden.
Rüzgâr eser hafif hafif,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!