Hilal Erboyacı Şiirleri - Şair Hilal Erb ...

Hilal Erboyacı

bir kuş çırpınıyor içimde,
bir flüt ıslık çalıyor.
rüyalarımdan arda kalan derin bir iç çekiş,
ruhumda med cezir...

gök öfkesini kusuyor.

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

’Rabb’ine kulluk et ve sen kurban kes’
Ki bu bir fazilet/İlahî bir ses
Sonu mağfiret

Bir rü’ya ertesi semâvât ağlar
Bir nefes ötesi ahde vefâ var

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

şimdi tam yan gelip yatma zamanı
desem de inanma ey deli gönül
köşemde oturup susma zamanı
desem de inanma ey deli gönül

yıllar var ha bire koşturdun durdun

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

‘esrik bir naradır yaşam / /anlamsız bir boşluğun girdabında dolaşan
nazenin bir dil-ârâdır /mimoza hassaslığında /dokununca kırılan….’

Dost elinden bâdeler yerine
Zehirler içerek geldik bugünlere
Günlük/anlık bir serüvenin sonunda

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

haydi,diyorum,haydi!

yarım bardak suda çıkarma fırtına!

bardağı dolu yanından gör biraz da....

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri -3-

Edebiyatımızda kendilerine sosyal-gerçekçiler adı verilen şairlerin öncüsü olarak Nazım Hikmet kabul edilir. Nazım Hikmet’in biçimde ve içerikte başlattığı ideolojik hareket, kendisinden sonra gelenlerce devam ettirildi.

Nazım Hikmet her şeyden önce kalıpları kırıyor, serbest vezni tercih ediyordu. Şiirlerinde yazım kurallarına dikkat etmiyor, sanatı ideolojisinin emrinde kullanıyordu. Bu konudaki görüşlerini açıklarken: ‘ Muharrir herhangi bir hadise karşısında tam manası ile bîtaraf, afaki olamaz. Kara toprağın tesirinden kurtulup havada yaşamak kimseye nasip olmamıştır.’ diyerek şiire ve sanata toplumbilimsel tanım getirmeye çalışıyordu.

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

ey aşk!

derme çatma bir melâlin tarih-i kâdîmiydin

şairler divanının ney-i bezm-i gamıydın

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

Ömrümüz ahkam keserek geçti
Zamanın birçok önemli yerinde
-Çalış,uğraş ve nihayet
yurda yararlı bir insan-etti mi
kimine göre hala etmedi
kimine göre -her şey yerli yerinde-

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

Şâir-i Âzam Abdülhak Hamit, 1851 yılında İstanbul’da doğdu.Babası Hayrullah Efendi ''Hikaye-i İbrahim Paşa ve İbrahim-i Gülşeni'' adlı tiyatro eserinin sahibidir.Küçük yaşlarda Paris’e gitmiş,babasının görevi dolayısıyla Tahran’da bulunmuş çok iyi bir eğitim almıştır.Varlıklı ve Saray’a yakın bir aileden olması Abdülhak Hamit’in yaşamında çok önemli birikimleri de beraberinde getirmiştir.

Tanzimat Edebiyatı’nın ikinci dönem kuşağının en önemli temsilcilerinden biri olan şair, oldukça uzun ömründe pek çok döneme tanıklık yapmıştır. Fransa, Avusturya, İngiltere, Hollanda, Hindistan gibi pek çok ülkede görev yapması,eserlerinin birçoğunun bu ülkelerde yaşadıklarından izler taşımasına neden olmuştur.

Abdülhak Hamit, yaşamının kendisine kazandırdığı güzellikleri açık fikirli, düşünen, yeniliğe açık bir aydın olarak kişiliğine yansıtır. Bu dönemin en belirgin özelliği olan ‘Sanat sanat içindir’ anlayışıyla hareket etse de fikirlerinde Namık Kemal’in etkisi büyüktür. Hemen her eserinde Felsefî bir bakış açısı, onun fizik ötesi kavramlara, varlık ve yaratılış gibi sorgulamalara ilgisini ortaya koyar.

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı -4-


Bir savaş yorgunuyum elleri boş, kalbi kırık
Boşa uğraştığımın farkına vardık artık

Devamını Oku