Hilal Erboyacı Şiirleri - Şair Hilal Erb ...

Hilal Erboyacı

Dünyayı katlasam dörde
Her açık ucunu döndürsem geriye
Üstüne yazsam tüm dilekleri
Aralarına koysam parmaklarımı
Bir..iki…üç…dört..
Tamam, diyelim on beş

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

/dört nala kişner omuzlarımın üstünde bir deli kısrak
acun dağdağasıyla serbeser divane bir nefse tutsak/

yüreğime dayasam kulağımı
duyamam afakın demdemesinden

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

öyle herkesle her şeyi paylaşamazsın ‘merhaba’ dersin ya da en fazla ‘elveda’ tebessümlerin günlük ve geneldir ‘nasılsın’ dersin/ bilirsin yüreğin askıda oysa özelse gülüşlerin gözlerinin içinde pırıl pırıl bir yangın her şey senin… yüreğin kor ateş bulmuşsun gönlüne eş bıkmazsın/ usanmazsın saatler ışık hızında tam da umudunu kesmişken insanlardan sımsıcak ellerde ellerin emin ve rahat işte bu hayat sonsuzluğa akıp gitmişsin tadı damağında kalan mutluluklarda taşmış içinde dereler yakamoz vurmuş ışıl ışıl denizin karanlık çehresine aydınlanmış yüreğinde yarım kalmış bir ıslık daha neler neler… ne dert / ne keder acıkmamışsın susamamışsın uyumamışsın umurunda mı bütün yollar gönülden geçer

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

“Fikirlerini ve söylediklerini asla kabul edemem..Ama onları söyleme hakkını ölünceye kadar savunurum..” Voltaire/ neden ellerim yanar böyle zamanlarda üşümeli oysa içimdeki bam telim kanım beynime sıçrar titrer bedenim onulmaz bir yarası insanlık tarihinin kan şiddet ve zulüm bir sanrıya bende akıl denen ukala kaç akil gelmiş geçmiş hala sorgusundayız ne bir yolun başında ne de ortasındayız herkes kendi derdinde yüreklerde is ve pas herkes sevgiye muhtaç herkes asırlardır aç yollara bırakılan masallardaki taşlar yol göstermek yerine takılır ayağıma zannın pençelerinde kıvranır bedenimiz ne yanlışa egemen ne doğruya gebeyiz doğrular üzre ahkâm yanlışlar silsilesi aklın yolu birse nerde bunun kisvesi ben mi yanlış öğrendim bunca zaman bekledim hala bir ışık bekler insanlıktan gözlerim hangi kapıyı çalsam bir buhran manzarası hangi yüreğe konsam bir gönül fırtınası kuşbakışı baksan da seçilmez doğru yanlış /anladım Hakikat’in yeri değil burası/

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

Batı etkisindeki Türk Edebiyatı’nın yeniliğe açık öncülerindendir.1826 yılında İstanbul’da doğdu. İbrahim Şinasi, 1849’da Büyük Reşit Paşa’nın desteğiyle eğitimi için Paris’e gitti.Burada dört-beş yıl Maliye okudu.Lamartine,Descartes,Montesquieu gibi filozof ve şairlerin etkisinde kaldı.
O:’Asya’nın ihtiyar aklı ile Avrupa’nın taze fikirlerini birleştirmek ‘düşüncesiyle yola çıkmıştır.İbrahim Şinasi, Türk Edebiyatı’na birçok yenilik getirmiştir.Edebiyatımızda ilk noktalama işaretleri onun tarafından kullanılmış, batılı anlamda tiyatro ve özel gazete anlayışı onunla başlamıştır.1860’ta Tercüman-ı Ahval,1862’de Tasvir-i Efkâr gazetelerin çıkarırken amacı halkın tercümanı olmak ve halkı eğitmekti. Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi edebiyatımızdaki ilk makale olarak olarak kabul edilir.
Şinasi akıl ve mantığı öne çıkaran bir düşünce adamıdır.Klasizm’in etkisindedir. Şiir,tiyatro,makale,eleştiri gibi türlerde eserler vermiştir.La Fontaine’den yaptığı fabl; Lamartine,Racine,Jilbert ve Fenelon’dan yaptığı şiir çevirilerinin yanı sıra dil ve folklor araştırmaları yapmış atasözlerimizi derleyerek bir kitapta toplamıştır.
Şinasi gazete,tiyatro gibi türlerde daha yalın bir dil kullanmış,halkın anlayabilirliğini esas almıştır. Aruz veznini kullandığı şiirlerinde Divan Şiiri’nin Kaside,Gazel,Kıt’a gibi nazım biçimlerini kullanmışsa da Divan Şiiri’nin mazmunlarından uzak durur.Söz sanatlarını; özellikle teşbih istiare ve mecazı bolca kullanır.Dilde sadeleşmeye çalışmış kendisinin ‘Sâfi Türkçe’adını verdiği bir dil kullanmaya çalışmıştır.Biçemde yaptığı yenilik biçime çok yansımasa da içerik yönünden çok sağlam şiirler yazmıştır.
Şinasi’den önce bazı denemeler yapılmış olsa da batılı anlamda sanat değeri taşıyan ilk tiyatro ‘Şair Evlenmesi’dir.Bir perdelik bir oyun olan Şair Evlenmesi’nde görücü usulüyle yapılan evliliklerde görülebilecek sakıncalar,rüşvet gibi toplumsal yanlışlar işlenir.
Şinasi,Türkçe bir Sözlük hazırlamak için1865’te gittiği Paris’te uzun süre çalışmış; ne yazık ki 1869’da döndüğü İstanbul’da bu sözlüğün basımını bitiremeden, 1871’de ölmüştür.

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

Tanzimat Edebiyatı'ndan Bugüne Türk Şiiri (3)

Fecr-i Âti Edebiyatı’nda Şiir ve Ahmet Haşim


Şiirimizde 1908’lerden sonra başladığını söylediğimiz sosyal realitenin dışında kalan; ancak sanatıyla şiirimizde etki alanı çok derin olan şairlerimizden biri de Ahmet Haşim’dir.Özellikle ilk şiirlerini Servet-i Fünûn’cuların etkisinde:’Sanat sanat içindir.’anlayışına bağlı olarak verir.

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

Tahammülün ne çok Ya Rab gafilleri mi sınarsın
Bir an gelir yarattığın nadim olur mu sanırsın

Riya yalan münafıklık göğe çıktı çaresiziz
Nice günah nice bidat nasıl susar inanırsın

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

özlediğim

Pembe İncili Kaftan’lardan Muhsin Çelebi duruşu
vakur ve kendinden emin.
yüreğim yanıyor çoğu zaman.
asırlar öncesinden bu güne

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

nasıl anlatmalı bilmem
bilmem nasıl anlatmalı
yaşam ciddiyet ister
kuralları var yaşamanın
öyle rastgele alamazsın nefes
öyle keyfince uzatamazsın ayaklarını her yerde

Devamını Oku
Hilal Erboyacı

çirkin bir tablonun bulanık görüntüsü
ruhlarda siyah nokta
büyüdükçe büyüyor
zavallı bir kurgunun ikiyüzlü örtüsü
sırlı bir senaryonun
bir parçası oluyor

Devamını Oku